Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Monthly Archives: Kasım 2008

Kriz ve Medya

Tüm dünyayı kasıp kavuran, Türkiye’yi ise hamdolsun ki teğet geçen krizin medya yansımaları da netleşmeye başladı. Akşam Gazetesi Ramazan Bayramı’ndan bu yana maaşları ödemekte zorluk çekiyordu. Tam da bu dönemde Amerika’ya gidip, içtiği şarapları anlattığı için tepki çeken Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut görevinden alındı. Yerine Ankara bürosundan, muhabir kökenli, acar gazeteci İsmail Küçükkaya getirildi. Söylenene göre Küçükkaya yönetimindeki Akşam’da, köşe yazarlarından ücret istemediklerini belirten bir kağıt imzalamaları istenmiş. Beleş mi yazıcak bu adamlar anlamadım ama Oray Eğin gibi bir adamın para almadan 2 yazı yazacağını pek aklım almıyor. Hürriyet Gazetesi’nin de her departmanda %20 oranında tensikat yapacağı konuşuluyor. Aydın Doğan online!

http://www…

029ur Olmayan ülkenin çocukları Canarino @ Almaty Rakamla 10 Haftada 4 site versek, ayda 16 eder, yılda 192. Site başı 5 YTL alsak, offf...

Sıçmıyoruz şıkşıkşık! Sıçmıyoruz şıkşıkşık!

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin tüm su abonelerinden alması gereken atıksu bedelini AKP Genel Merkezi'ne fatura etmediği ortaya çıktı geçenlerde. Genel Merkez binasının ödemesi gerektiği halde ödemediği tutarın 24000 YTL civarında olduğu söyleniyor. Acaba neden böyle oldu diye kısa bir beyin fırtınası yapalım.

Meme meme meme ulan!

Biz iki kadın plajda o gün, uzun uzun erkekleri ve ilişkileri konuştuk. Özeleştiri yaptık. Yaşlanınca nasıl kadınlar olacağımızı birbirimizi anlattık. Hayattan çalınmış iki saat... Bu kriz ortamında... Beyaz şarap eşliğinde... Çok iyi geldi. Size de tavsiye ederim.

Sıcak yatak, soğuk sabah, sıcak çorba, soğuk hayat…

Size kimsenin bilmediği birşey söyleyeyim mi? Hayatınızı idame ettirebilmek için çalışmak zorundasınız. Bu kısmı belki biryerlerden duydunuz ama çalışabilmek için takım elbisesinden, ayakkabısına türlü şey almak ve bunların parasını ödeyebilmek için de çalışmak zorunda olduğunuzu kimse söylememiştir. Daha çok çalışmak, daha çok kazanmak koşuşturmacasının en güzel ve en saf durağı yatak heralde. Ötesi iflah olmaz çirkinlikte nitekim. Sabahın 6’sında, hele kış aylarında sıcacık yatağından çıkıp nasıl atarsın kendini buz gibi sokağa? Hangi vicdanla? Cevap belli tabii de, bu sabah otobüs durağında sigara içip servis beklerken şunu düşündüm. Sen çalışırken başkasının paza kazanması kadar sinir bozucu bir durum yok arkadaş. Bu bir tersane işçisi için de geçerli, mağaza tezgahtarı için de, sigortacı için de... Şimdi uluslararası bir firmada, sabah 8, akşam 6; 3 kuruş kazanacağım diye yırtıyorum ya bir yerlerimi, kendi işim olsa, hiçbir allahın kulu sabahın 8’inde açtıramaz bana o dükkanı. Haliyle hiçbir kuvvet kaldıramaz beni o sıcacık, o yumuşacık, o omuriliğime göre şekil alan, ortopedik yataktan.

Youtube yenilendi…

Dünyanın en büyük internet markalarından birisi olan Youtube, Türkiye yayınına yeni tasarımı ile devam ediyor. Önceki tasarımın aksine göze hoş gelen mavi tonlar kullanılarak kurumsal bir kimliğe büründüğü gözlemlenen yeni…

Cevapsızlar

"cevapsızlar" diye bi grup kurulsa, arayınca açmadıklarımız... aradıklarında geri dönülmeyenler... dram... trajedi... tek dostları kimkimecell'le dumdumacell olan insanlar... açın beyler telefonlarınızı... "ödemeliler" muamelesi yapmayın cevapsızlara... buna dur diyin...

Mal kaybı yok…

Tüm haftasonu birşeyler yazmamak için direndim ama bu nedir arkadaş? Burası iskelenin rüzgardan ötürü battığı, bakanın da çıkıp "çok şükür mal kaybı yok" diye açıklama yaptığı bir ülke. Mal kaybı…

Anayasa’nın hangi maddesi?

Bilindiği gibi, AKP ve onun sirayetini keramet kabul eden güruhu, fırsat buldukça, yedire yedire derler ya hani, işte aynen o şekilde Anayasa'nın değiştirilemez hükmündeki ilk 3 maddesinin aslında değiştirilmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Bu zaman zaman Anayasa Mahkemesi Başkanı oluyor, zaman zaman AKP Grup Başkanvekili oluyor, kimi zaman, ne bileyim Tokat milletvekili, Muğla milletvekili falan filan. Türkiye'nin daha iyi bir anayasa hakettiğini düşünmekle birlikte; ilk 3 madde ile ilgili nasıl bir problem var anlayamıyorum. Yani yine bilindiği gibi AKP'nin yol haritasını çizenlerin, çizmekle mükellef olanların sıklıkla dillendirdiği gibi kendileri laikliğe karşı değiller, hatta laikliğin Türkiye'deki teminatı pozisyonundalar. Kaleye yakın, dikine oynamayı seven, golü koklayan...