Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

gundem

Ordular ilk hedefiniz: Google’dır; İleri!

Dün zilyon tane haber sitesine yansıyan bir haber vardı. Habere göre Atatürkçü Düşünce Derneği, Atatürk'e ve Kemalizm'e hakaret eden bir sitenin Google Sites hizmetinden faydalanması sebebiyeti ile Google'a erişimin engellenmesi için mahkemeye başvurmuştu. ADD'nin resmi web sayfasında konuyla ilgili bir açıklama olmadığı için, bu haberlerin mutlak doğruyu yansıtıp yansıtmadığından emin değilim. O yüzden yazıyı "Eğer doğruysa..." ekseninden götüreceğim. Elbette aksi yönde bir haber ya da açıklama gelmesi durumunda bunu belirtmemiz hiç te umrumuzda olmayan basın meslek ilkelerinden birisi. Misal ADD aslında Google'un değil de, sadece o sitenin kapatılması için talepte bulunmuş olabilir, o durumda yazının bir bölümü hükmünü yitirir tabii.

Sandıktan hırsız çıktı!

Her seçim döneminde olur bu. Burun farkıyla kaybeden parti seçim sonuçlarına itiraz eder, seçime şaibe düştüğünden yakınır. Hatta bazen öyle ki, %0,3 oy almış parti başkanı bile çıkıp oy oranlarının aslında çok daha fazla olduğundan ancak oylarının çalındığından yakınır. Ciddiye alınmaz genelde. Ya da en iyi ihtimalle “3 çaldılar, tamam; 5 çaldılar, o da tamam; 1 milyonu nasıl çaldılar lan Allahsız” diye karşılanır. Bazen de bu iddiaları destekleyecek veriler çıkar karşımıza; çöpten çıkan oy çuvalları gibi. gibi. gibi. 29 Mart 2009 seçimlerini de bir şekilde atlattık, vatana millete hayırlı olmasını diliyor, hatta hayırlı olacağına tüm kalbimle inanıyorum. Gerek ulusal, gerek yerel medya kapsamında ve hatta kendi özelimizde, Fasulyeden sayfalarında seçim üzerine lakırdılarımıza ısrar ve inatla devam ediyoruz. Sitenin bu seçim atmosferinden ne zaman çıkacağını merak etmiyor da değilim hani. Du bakalım, kısmet.

Seçim Kronometresi

15.10 - Oy vermek için sıraya girilir. Daha önceki seçimlerden farklı olarak bu sefer kuyruk vardır. Yaşlı çoluk çocuk bebek oy vermek için kuyrukta beklemektedir. Tabi ki oyu çocuklar bebekler vermeyecektir ama garip bir şekilde onların sayısı daha fazladır. 16.10 - Yaklaşık 1 saatlik bekleyişten sonra bir seçimde ilk defa gönül rahatlığıyla, inanarak oy vermenin dayanılmaz hafifliği vardır. Eve doğru yola çıkılır. 17.00 - Oy verme işlemi sona ermiştir. Seçim sonuçlarını izlemek için TV karşısına geçilir. 18.00 - Alt yazılar geçmeye başlar YSK’nın yasakları kaldırması an meselesi… 18.15 - Alt yazılar devam eder: YSK’nın yasakları kaldırması an meselesi… 18.30 - YSK’nın yasakları kaldırması an meselesi… 18.55 - YSK’nın yasakları kaldırması an meselesi… 19.00 - Yasaklar her an kalkabilir sonuçlar birazdan. Sürprizler, sürpizler, sürprizler… 19.10 - Yasaklar kalkar. İlk sonuçlar gelmeye başlar.

Bir Cinayetin Anatomisi

Polisiye ve gerilim türü filmlerin insanımıza kattığı profesyonelliği hepimiz biliriz. Usta katiller, kurnaz hırsızlar günümüzde işlerini ustaca yapıyorlar maşallah. Bunları okumak içinse gazetenin üçüncü sayfasını açmamız yeterli aslında, tabi bu yazı dışında. Bu olay gerçekten de büyük emek gerektiren bir kurgu içerisinde gelişiyor. Bu işi yapacaklara da bir bilgi olur. Eve nasıl girilir, adam nasıl bıçaklanır, kendini nasıl gizleyebilirsin, aldığın altınları nereye saklarsın bu soruların tamamına cevabı olan bir şaheser. Şaka bir yana ölen kişiye Allah’tan rahmet, ailesi ve arkadaşlarına başsağlığı diliyoruz. Konu direk cinayet zanlısının ağzından yazılıyor. Zanlı da öldürdüğü kadının eltisi.

Neler oluyor hayatta? #1

Sabahın 8'nde geliyorum işyerine. Olağandışı durumlar haricinde 9:30'a kadar herhangi bir iş yapmıyorum. Bol bol kahve, bol bol gazete filan. Bir de, zaman zaman birim içinde basında çıkan ekonomi haberlerini derleme ihalesi üzerime kalıyor. Benzeri bir derlemeden Fasulyeden için her gün yapmak lazım aslında. Bir nevi kısa kısa gündem takibi. Başlayalım: Yaşanan global krizin ülkemizi teğet geçtiğini iddia eden, devletin resmi rakamları üzerinden muhalefet yapanları, koskoca iktisat profesörlerini felaket tellallığı yapmakla suçlayan Tayyip Erdoğan, Elbistan’da halka "Milletin sırtından doyan doyana, Bunu gören yürek nasıl dayana, Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana!" şiiriyle seslendi.

Haydi sor, sor!

Bazen herşey kontrolün altında sanıyorsun, kontrolde derken, kişisel olarak değil kastettiğim; haberdar olduğunu, gündemi takip ettiğini, her yaşananı bildiğini, doğru yorumladığını filan. Hani sıklıkla öyle bir halete büründüğüm oluyor, "sor bana Ergenekon'u, Türkiye'yi, sor bana Obama'yı, Dünya'yı, sor komplo teorilerimi, sor Black Smoke'un ne olduğunu, hey dostum sor hadi, 4, 8, 15, hadi sorsana, 16, 23, 42 sor ulan!" diye gerzekçe dolanıyorum etrafta. Ama boş hepsi işte, çok gezen de, çok okuyan da bir nebze biliyor ama, çok konuşan bilmiyor. En fazla Bülent Uygun kadar. Ötesi değil...

Vazgeçin…

Site 1 Ocak’dan beri güncellenmiyor. Diğerlerini bilemem ama benim mazaretim var, asabiyim çünkü bu zamanlar. 01 Ocak’ta Ankara’da yaşanan doğalgaz faciası ve ölen 7 Bilkentli genç hepimizin malumu. Haberi ilk duyduğumdan beri birşeyler karalamak istiyorum; lakin bir türlü iki kelimeyi yanyana getiremiyorum, hep bir yerlerde tıkanıyorum. Kalemle olmuyor, klavyeyle olmuyor, işin kolayına kaçayım, buraya bir fotoğraf koyup tek cümleyle meramımı anlatayım diyorum o da olmuyor. Oturuyorum bilgisayar başına, aha diyorum yazacağım, hoopp annem arıyor, “oğlum kombini kontrol ettir, aklıma geldikçe ağlıyorum, gencecik pırıl pırıl çocuklar” diyor, yine kilitleniyorum.

FasulyedenKom 2008 özeti (çok sıkıcı oldu lan)

2008’i de devirdik, sıra 2009’da. Ben tüyoyu vereyim şimdiden. Ne uzayacağız, ne de kısalacağız. Bol bol savaşıp, bol bol dayak yiyeceğiz. Arada küçük zaferler belki kazanacağız ama, sıklıkla kaybedeceğiz. Sonra 2010 için umutlanacağız. Bu böyle sürüp gidecek. Adet yerini bulsun kavlinden herkese iyi seneler dileyelim yine de. Herkese sağlık, sıhhat, huzur, gurur, para, pul nasip etsin yaradan. Seneye görüşürüz. Bik bik bik... Tam da bu zamanlarda tüm televizyonların, gazetelerin kendisine görev biçtiği ibiş bir format vardır. 2008’de neler oldu, işte ne bileyim Rusya Gürcistan’a girdi; Başbakan şunu şunu yaptı, Yaprak Dökümü yine zirvedeydi, Galatasaray şampiyon oldu, Milli Takım Avrupa’yı salladı... Su yolunu bulsun, akacak kan damarda durmasın diyerekten FasulyedenKom için de bir 2008 almanağı hazırlamak elzem oldu. Başlayalım.

Kadir Topbaş’a sorular…

Malumunuz, yavaş yavaş gündemin orta yerine kurulmaya başlayan bir yerel seçim kapıda. Muhtarından, büyükşehir belediye başkanlarına kadar tüm mahalli idarecileri belirleyeceğimiz bu seçimler öncesi seçmenin genel bakış açısının "hırsız olsun da benden olsun" ya da "abi çalıyor ama adam iş de yapıyor" tadında olması politika, siyaset filan değil bilfiil koskoca toplumun çürümüşlüğünün GBT'sidir. Neyse, topluma olan inancını çoktan yitirmiş olan birisi olarak bu detaylardan uzak durarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'a yöneltilmesini çok arzuladığım soruya geçeyim.