Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

karalama

Düşümde seni gördüm

Gece yürüyorum...Geceyarısını geçeli ne kadar olmuş? Çok değil sanırım. Hava soğuk ama dayanılmayacak kadar değil. Yurt binasının önüne gelmek üzereyim muhtemelen laboratuvarlardan dönüyorum, P'nin önünden geçiyorum, O binasının önüne geliyorum, birden ürperiyorum, boğazıma değen soğukluğu hissediyorum... Keskin bir şeyler hissediyorum boğazımda, aslında bakmaya cesaret de edemiyorum ama bakmadan da ne olduğunu anlayabiliyorum... Bir el de uzanıp ağzımı kapatıyor usulcacık, ben zaten tepki vermeye çalışmayacağım. Aklıma gelmediğinden değil ama hiç tepki veresim yok; zaten ölmek de fazla koymayacak bana...

Maviliğim

- İnsan olmayı nereden öğrendin sen? - Bilmem,bunu öğrenebileceğim birinin kaldığından şüpheliyim. İçimden geliyor sanırım. Kedinin iplik yumağıyla oynaması gibi bir şey bu işte. Yani sanırım öyle. - Sanmaktan bıkmadın mı sen hala? - Ne önemi var ki emin olmanın? Emanet sözcüğü eminden geliyorsa bu hıyanet neden sence? - Düşünde bile saçmalayabiliyorsun. Yazık… Sen hala insan olmalısın.

Bu yazının başlığı yok!

Nasıl olduğumu soranlara nasıl bir ruh halinde olduğumu çok uzun zamandan beri söylemiyorum.. "Nasıl olalım işte" gibi ucuz laflarla konuyu acı bir tebessümle değiştiriyorum.. Hayat hergün yapmaları için bunu emrediyor milyonlarca insana.. Bizden hayal ettiklerimiz ile gerçekleştiremediklerimizin bir dökümünü istiyor ısrarla ve bu döküme bakarak veriyor notumuzu.. "Sınıfta kaldın bokun saklama kabı, otur biraz daha hayal et ve biraz daha hüsran yaşa"

Mevsimlik saplantı

Zamanın en kaotik anlarında ve olası tüm sevdalara gebe bilinmez hatta bilinemez mekanların kuytulaştırılmış yerlerinde iki insan olma çabalı varlık tüm yazayazdığım. Zamanın kaotizmi aslında alabildiğince huysuz elimin altında duruşundan. Çünkü hangi kipi kullansam da başına buyruk aslında zaman. Üstelik yalnız sevdaların karşı konulmaz yakıcılığı en alışılageleni yazılmak adına. İnsan olma çabalarını takdirle karşılasa da denizde boğulan babasını bile anafora dönüştürmüş zaman. Bitmek bilmeyen tükenişlerin ardından gülümsemesi ancak yeni doğan bebelere eğlenceli geliyor üstelik.

Hayat dediğin Fasulyeden

İstanbul kavurucu sıcakların altında inim inim inlerken biz, FasulyedenKom'cular olarak peşpeşe hayatın sillelerini yemek durumundayız..Kendimizi ait hissettiğimiz, bizim gibi olduğunu bildiğimiz, sevdiğimiz, sevildiğimiz insan yığınları arasında günden güne değişen ruh hali içinde hayat mücadelesi vermekle meşguluz bu aralar..

Palavralar – 2

"Kabullenirim - kabulleneceksin - kabullenecekler, kabullenirim - kabullenir - kabullenirler, kabullendim - kabullendi - kabullendiler... Kaçış yok!!" demiştim bir gün.. Tüm bu çekimlere konu olan şey hayattı.. Hayat ve onun sürprizleri kadar "kabullenmek" zorunda olduğumuz başka bir şey yok sanırım.. Öylesine şartsız-şurtsuz kendinizi onun akışına bırakıp, gidiyorsunuz işte. Ne kadarına müdahale etme şansınız var, ne kadarına yok bilemiyorsunuz. Belki de her şey tesadüfi, belki de müdahale ettiğimizi sandığımız anlar bile bir yanılsama.. Bilemiyoruz...

Karikatür Komedya

Çocukluğumu düşünüp gözlerimi buğulandırmak yalnızlığımın verdiği en acı tecrübelerden birisidir. Yıllar öncesinde kalan ve yeniden yaşanması için toprağa koyduklarımızın geri gelmesinin gerekli olduğu o güzel günlerin bugünüme bu kadar etki edeceğini o günlerde kestirememem çok normal aslında.. Ama can sıkıcı olan o silgi ve toprak kokan günleri hasretle anmaktan asla vazgeçemeyecek olmamdır..

Kıskanıyorum seni ey koala!

Nedir yani hayat kavgası, yüzbinlerin olduğu, koca koca binaların arasında koşturarak gittiğimiz, asfaltın artık ayakkabımızla bir olduğu metropollerde eriyip giden gençliğimiz. Acelemiz olmasa bile hızlı hızlı attığımız adımlar, eve 2 dakika önce gitsek ödüllendirileceğimizi düşünmemiz.

Hodri Meydan (çok feci +18, kırmızı nokta filan)

Şimdi efeniim, toplumumuzun damarlarına inmeyi amaç edinen FasulyedenKom olarak bir anket hazırladık. Maksat internet kullanabilen ve bu yetisini "Enlarge your penis" anatemalı mailleri okumak ve koskoca puntolarla, kırmızı kırmızı "Click Here to Enter" yazılarına korkusuzca tıklayan, harıl harıl Gülben Ergen, Paris Hilton videosu arayan gençliğimizin hardcore kültürünün seviyesini öğrenmek. Buyrun hele..