Karışık Turşu
Kesinlikle yazmalıyım, çok fazla şey geçiyor beynimin hücrelerinden. Kovalar dolusu paylaşılacak anı, küvetler dolusu gülmekten kusturucu anekdot varken elim klavyeye gitmezse büyük ayıp olur.
Kesinlikle yazmalıyım, çok fazla şey geçiyor beynimin hücrelerinden. Kovalar dolusu paylaşılacak anı, küvetler dolusu gülmekten kusturucu anekdot varken elim klavyeye gitmezse büyük ayıp olur.
Hayatımıza renk katmak amacıyla yepyeni bir ütopyayla sizlerle beraberim. Bu sefer hedefimde askerliği daha cazip daha heyecanlı hale getirmek var. Hem haftasonu askere gidicek arkadaşları hem de yarın çekilecek Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi kuralarını aynı potada eritip ekmeğe sürmek istiyorum izninizle.
Tek kelimeli başlıklara daha çok meyilliyim bu aralar, iki kelimeden oluşan başlıklı kitapların daha çok sattığı araştırmasına göz kırpar şekilde. Devamlı bir yanında hangi milletten olduğunu bilmeden bir insanla bira içmek, şakalaşmak, onlara kendi dilinden küfürler öğretmek, sarhoş olup özgüven patlamasıyla yurdunu tanıtmak kulağa hep hoş geliyor. Barcelona’da okuyan arkadaşımın üniversiteden kankasına nerelisin diye sorup -bu örnekte- Slovakya cevabını alınca, hemen o ülkeyle bildiğin ne…
Bugün bayiden Penguen’le Uykusuz’u alırken epeydir mizah dünyası hakkında kalem oynatmadığımızı farkettim. Kısa kısa, nedir son zamanlardaki düşüncelerimiz bir paylaşayım istedim. Bu yazıda yeni dönem dergilerle alakalı bir şey yok yalnız, o da eksiğimiz olsun. Hatta varsa alıp okuyan, seviniriz yorumlarını dinlemekten.
Yalnız ve güzel şehrimize UEFA finali gelmiş, üstüne de sponsor bileti gelmiş. Daha ne ister bir genç futbolsever? Bira, evet bira. Sözümona, maç biletini gösterene stat etrafındaki Carlsberg standlarında beleş bira veriyorlarmış diye beni kim yediyse yazıklar olsun, ulan gururumla oynadın. Geçen seferki final öncesinde de Liverpoollularla Taksim’de içip sıçıp eğlendiğimizden bu sefer daha tecrübeli ve yılışığız. Bir gece önce Nevizade’de 50 kadar Bremen’liyle takılmıştık…
O kadar tribün peşinde koşturuyoruz, bağırıyoruz, çağırıyoruz. Peki bunları kimin için yapıyoruz? Tamam arma, forma, şan, şeref, renkler için tabii ki, ama saha içinde de etki alanımızda bulunan sporcular var. Somut olarak verdiğimiz desteğin hedefi en nihayetinde onlar. Deplasman yasağının olmadığı her maçta sahadaki her adamın destekçisi var tribünde. Ya kimin yok? Gariban hakemlerin. Bu noktadan sonra olay kopucak, ütopik noktalara kayacak hatırlatayım.
Evet, şayet Allah’ın selameti üzerimize olursa bu oylamadan alnımızın akıyla çıkacağımızı düşünüyorum. Niye? Çünkü İslam’ın bütün şartlarını yerine getiren, bununla yetinmeyip kıçıkırık bir oylama için diğer dinlerin de şartlarını yerine getiren gözleri dönmüş bir topluluğuz. Oylama bittikten sonra keşiş olarak hayatımızı geçirebiliriz. Ickisitesi.com, alkoledoyamadim.cjb.net gibi sitelerle ilişki içindeyiz. Bir üyemiz ordan sipariş verdiğinde admin hemen bizim mümine işaret çakıyor. Yediklerimize dikkat eder olduk; brownie’de cheesecake’te…
50 trilyonluk süper loto ikramiyesi için çeşitli hayallere daldım ben de herkes gibi. Hemen seyahatlere çıktık, günlerce sarhoş olduk, onla yattık bunla kalktık, partiler verdik, dünyanın derdi tasasını bir kenara bıraktık, sağımıza solumuza eşimize dostumuza büyük hibeler yaptık, ortak arkadaşlar için bar açtık, orda yıllarca içtik muhabbet ettik, Fener maçından başka maç açmadık, gidenleri geri getiremeyeceğimiz için üzüldük, çocukları sevindirdik, gelecek nesillerimizi kurtardık. Velhasıl-ı kelam…