“Ben sana ‘Sayın’ diyorum. Sen de bana ‘sen’ ya da ‘siz’ diyemezsin. Bizim temizliğimize leke sürmeye gayret eden Sayın Baykal, bana dün edep dersi vermeye kalkıyorsun. Önce bu ülkede bir partinin genel başkanına sen veya siz ifadelerini kullanmanın ne anlama geldiğini öğren. Bak ben sana ‘sayın’ diyorum, ‘sen’ demiyorum.” Aradan 5 dakika ya geçer, ya geçmez: “İşi öyle bir hamasetle anlatıyorlar ki; ‘Sultan...
Cuma akşamı, çok geç planlanmış, çok geç iştirak edilmiş ve Osman Tanburacı’ya komşu bir toplantının sonlarına doğru dedik ki; yavaştan başlayalım. Osman Tanburacı ile alakası yok elbette, sadece, susmak iyi gelmiyor bünyeye. Mavra yapmadan durulmuyor, olmuyor. Yaz da geldi ya, herkes ufak ufak tatil planları konuşurken, deniz, kum, güneş ulaşılmaz bir sevgili gibi bizi bekler ve biz, Müslüm Gürses romantikliği ile yanık yanık duygu seline kapılırken; ya da tam tersi be abi...
buraya bakarlar

Birkaç gündür keyfimiz yok, haliyle duruldu buralar. Çok da umrumuzda değil ya, belki merak eden olur diye, zorunluluktan yazıyorum bunu da. Pazar akşamı Ozan demişti, “Sevincimiz de, hüznümüz de uçlarda.” Öyle hakikaten, ortamız, vasatımız yok. Ölür gibi seviniyor, yaşar gibi üzülüyoruz. Genlerimizde mi var, hayat mı bizi bu forma soktu bilinmez. Ama kimsenin varlığından haberdar olmadığı, üzerinde uzlaşmadığı, konuşmadığı ama herkesin sualsiz imzaladığı bir anlaşmamız var. Bu...
Son 2-3 yıldır kendimi Osmanlı ve İslam tarihi araştırmaları ile resmi tarihe verdim. Roman ya da onun bunun hikâyesini kaynak gösteren kitapları değil; ince eleyip sık dokuyarak, deli gibi araştırarak (ansiklopedi ve kütüphanelerden, web’den değil!) kendimce birçok sonuca vardım. Okudum, araştırdım, soruşturdum, gittim hocalar buldum, araştırmacılar buldum, sordum, sordum, sordum… En çok takıldığım noktalardan birisi hep İstanbul 1453 oldu.
Hurriyet.com.tr’nin günümüz haber alma telaşının neresine düştüğü hepimizin malumu. Türkiye’nin nerden baksan, en çok ziyaret edilen 5-10 sitesinden birisi. Amacı haber vermek. Hürriyet gibi köklü ve Türk basınında hayati öneme sahip bir gazetenin resmi web sayfası olması, kalite ve yayıncılık beklentilerini epey yukarıya çıkarmakta elbette. Lakin gazete olan Hürriyet’in durumu ortadayken, yani imam osurmakta bu bakar ısrarcıyken, web sayfasının rezillik deryasında attığı kulaçların hesabını...
Reklamcılık sektörü ile ilgili gereksiz birkaç kelam ettik geçtiğimiz günlerde. “Ne haddinize ulan pezevenkler!” diye sert bir ses suyar gibiyim uzaklardan ama, “sensin lan pezevenk” deme hakkımı saklı tutuyorum. Zira sinirlenince kendimi kaybedebiliyorum, uyandırayım. Evet dostlar, gelelim bu haftaki reklamcılık sektörü konusuna. Çok klişe bir konu olacak ama, reklamcılık sektörü klişelerinden konuşmak niyetindeyim. Nedir bunlar? Şudur, bir kısır döngüye girip, onu bir...
Bugün bayiden Penguen’le Uykusuz’u alırken epeydir mizah dünyası hakkında kalem oynatmadığımızı farkettim. Kısa kısa, nedir son zamanlardaki düşüncelerimiz bir paylaşayım istedim. Bu yazıda yeni dönem dergilerle alakalı bir şey yok yalnız, o da eksiğimiz olsun. Hatta varsa alıp okuyan, seviniriz yorumlarını dinlemekten.
İlker Yasin: Peki Rıdvan, Messi mi, Ronaldo mu?
Rıdvan Dilmen: Bu maç için söylemiyorum. Ben futbolculara Messi ve diğerleri diye bakıyorum. Maradona’dan sonra gördüğüm en yetenekli futbolcu. Tamam, Ronaldo da yetenekli ama, sadece Messi’nin arkasındaki 7-8 yetenekli futbolcudan birisi.
Son Mudahaleler