SA’nata SA’ygı *

Efendim bu olayın kahramanları TeknoSA ve Akbank. TeknoSA, Taksim’deki mekanından pek fazla hazzetmemiş olacak ki Akbank Kültür ve Sanat Merkezi’nin alt katına konuşlanmayı uygun görmüş. Malum burası daha bi’ ayak üstü, daha bi’ “fast food”. TeknoSA, son iki harfinden de anlaşılacağı üzere sanatın ve sanatçının dostu Sabancı ailesinin bir ferdi. Yalnız bu fert biraz cabbar cevval, çünkü dur durak bilmeden her yerde kendini göstermeye meyilli bir profil...

Bir kupa insanın kalbini kaça bölebilir ki?

Kupa başlamadan birkaç gün önce ofise “buraya televizyon alalım” dedim. Şiddetle karşı çıkıldı. Niye anlamadım. Maçları yarım yamalak seyredebildim. O yüzden maçların hepsini izlememişin, ne favoriler vardı daha demeyin. Benim adım Hıdır, elimden gelen budur. (FIFA ev kirasını ödesin) Kupadan önce gruplara bakarken ben kendi ölüm grubumu belirledim. Angola’nın olduğu gruptu. Dünya kupasının geleneği mazlumun yanında olmaktı. Angolayı favorim yaptım. Gruptan ikinci çıkarsa adak...

buraya bakarlar

madimak katliami 1 Fasulyeden

Yangın yeri

Bugün 2 Temmuz 2006 ve biz Sivas’ta, Madımak Otelinde diri diri yakılan aydınlarımızı rahmetle; onları yakan, yaktıkça çoşan, çoştukça hayvanlaşan yobazları da nefretle anıyoruz. yaşamak bu yangın yerinde hergün yeniden ölerek zalimin elinde tutsak cahile kurban olarak yalanla kirlenmiş havada güçlükle soluk alarak savunmak gerçeği çoğu kez yalnızlığını bilerek korkağı, döneği, suskunu görüp de öfkeyle dolarak toplanır ölü arkadaşlar her biri bir yerden gelerek kiminin boynunda ilmeği...

yapilacaklar listesi Fasulyeden

Yapılacaklar listesi

Çok duyduğumuz bir laf var hani, “Bu memlekete demokrasi fazla gelir arkadaş! ” şeklinde. Bazen öyle anlar geliyor ki, şu lafın doğru olduğuna inanasım geliyor. Bazı şeyleri zorla yasaklamak gerekiyor bu memlekette, itirazlara aldırmadan, örneğin ben kendime şöyle bir liste yaptım. Ben bu ülkeye padişah falan olsam, ilk işim aşağıdakileri gerçekleştirmek olurdu:

Der-i Aliyye Günlüğü vol.1

Epey yorucu ve kısmi hayal kırıklıkları ile bezeli bir günün ardından insanı yorması kaçınılmaz olan en önemli şeyin Mecidiyeköy’den Yenibosna’ya İETT otobüsü ile gitmek olduğunu anladım sayın okuyucu. Yüzlerce kişilik yolcu kuyruğunun en arkasında kendime bir yer bulmuş, sıradaki otobüsün klimalı yeni otobüslerden olması için dua ederken, yapabileceğim tek şey “Allahım neydi günahım, Neden geldim İstanbul’a, Ben köyümü özledim” tadında şarkılar, türküler ile...

Top hala yuvarlak mı?

Mahalledeki abilerimizin, bizim topumuzla oynadığı ve o top sayesinde kendimize kadroda “fasülyeden” de olsa yer bulmamızla sevdiğimiz futbolun geldiği noktada milyonlarca dolarla, milyarlık kombinelerle, her sene yenilenen cicili bicili orijinal formalarla anılmasından rahatsız olmakla beraber, varolan düzenin bir parçası olmaktan da geri duramıyoruz. Geri durmaya çalışanlara bir kulak kabartmakta fayda var diye düşünüyorsanız İletişim Yayınevi’nin düzenlediği sohbetlerde yer...

Kocaelispor’un yeni başkanı: Taraftar

Kocaelispor taraftarları, gönül verdikleri kulüplerinin kongresinde başkanlık için aday olan isimlerin projelerini beğenmeyince kendi listeleri ile seçime girdiler ve yönetimi ele geçirdiler. Kocaelispor’un yeni başkanı seçilen KOSTAD (Kocaelispor Taraftarlar Derneği) Başkanı Cemal Derya, amaçlarının tüm şehirde ve belediyede Kocaelisporluluk ruhunu canlandırıp görevi bu işin ehli isimlere bırakmak olduğunu söyledi.

Boş kağıt verme sanatı

Üniversite sıralarından geçmiş veya geçmekte olan önemli bir çoğunluğun en az bir kere tattığını tahmin ettiğim “Boş kâğıt verme” sanatını icra etmenin inceliklerinden bahsetmeden önce, bu eylemin sanıldığı kadar kolay, basit ve şımarıkça olmadığını vurgulamak isterim. Hemen babam gibi “yok öyle bir şey işin ne lan otur çalış” diyenlerin kalbini kırarım. Tamam, belki bu işi adet hale getirdiğimden biraz içimi rahatlatmak ve kendimi kandırmak için başka yerlere bok...