Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Monthly Archives: Eylül 2009

Narenciye

İlginç bir şey paylaşıyormuş gibi değil de, on numara karikatür nasıl oluru tarihe not düşmek adına koyalım. Umut Sarıkaya'dan tabii ki. "Narenciye üzerinden hayata rest çekmek" cümlesini kurabilecek 3 kişiden…

Eski İstanbul

İşbu fotoğraf galerisi ile birlikte 1970’lerin İstanbul’una, o güzelim şehrin kimi zaman büyülü, kimi zaman buğulu, kimi zaman da hüzünlü atmosferini iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Bir nebze bile olsun, Nebil Özgentürk olmadığıma ve duygu yoğunluğu bakımından gerekli istidadı barındırmadığıma göre sunuş kısmını burada kesip, sizi fotoğraflarla başbaşa bırakıyorum. Hem de başbaşa mı, baş başa mı yazmam gerektiğini bilmeden...

Çirkef Demokrasi

Yerel yönetim konusunda dünyada eşi, benzeri olmayan, en büyük Türk dehalarından birisi Melih Gökçek Çankaya ilçe sınırları içerisinde bulunan 7. cadde ile ilgili bir referandum hazırlığında. Referandumda sorulacak 15 adet sorudan birisi “Burada içki içilsin mi içilmesin mi?” Yöneltilen eleştirilere, literatüre de kendi ismiyle kazınan bir aymazlıkla karşı çıkıyor Gökçek. “Halk kendi caddesinde ne yapılıp yapılmayacağına kendisi karar verecek. Bu demokrasidir.” Hasiktir sen ordan.

Fatik Askerde – 1

Genelde telefonda konuştuğunda, nette konuştuğunda sorulan sorudur. Askerlik anlatılanlara göre benim için rahat geçiyor. Tuvaletler, banyolar, yemekler, koğuşlar anlatıldı. Hatta korkutulduk. Tuvaletler lisedeki tuvaletlerimiz kadar temiz. Banyolar, bence iyi. Evimizdeki, oteldeki duşları beklemiyordum zaten. Ama yine de ilk başta korkudan ilk 3 gün duşa gidememiştim. Sonra baktım olmuyor. Gittim duşumu aldım. Koğuşlarda 20 (-1) kişi kalıyoruz. Koğuşlar Ruslardan kalma. Kalma derken ev değil koğuşlar :) At ahırı koğuş olmuş. Biraz dar olduğu için iç içeyiz. Bir de tek pencere var. Botlar ve çoraplardan kaynaklanan koku ile geceleri zor duruma düşüyoruz. En büyük duamız yatarken gece kalkmamak. Bir de horlayan çokmuş. Hatta İbrahim Hocam ilk günlerde bayağı rahatsız olmuş. Daha sonra bir gece kendisini horlarken yakaladım (Üzüm üzüme baka baka...) Yemeklere gelince en büyük problem. Aç kalıyorum diyebilirim. 11 Ağustosta ziyafetle uğurlanırken, 12'sinde İzmir Köfte ile cırcır olabiliyorsunuz :) Askere gitmeyenlere en büyük tavsiyem İzmir Köfte yemeyin.

Yeni Üniversiteliye Kuran

Anadolu Gençlik Derneği, İstanbul’un çeşitli semtlerine astığı pankartlarla üniversiteye yeni giren öğrencilere Kuran-ı Kerim hediye ettiğini müjdeliyor. "Hayat rehberi Kuran-ı Kerim"ler, üniversitelerde kurulacak olan standlarla üniversite öğrencilerine bedava olarak verilecekmiş.…

Ajanda

14 Eylül 2009 Pazartesi - Deplasmandan gel. Kahve iç. - Okulun ilk günü. Alt dönemleri gözlemle. Fiziksel gelişmelere hakim ol. - Kendine temiz bir önlük bul. Koca herif oldun. - Yanlışlar yapıyorsun. Yanlışlar yapma. - Okuldan çık. Klan'a git. İç. - Uyu bi' ara.

Muhallebi

Muhallebi sütlü sensin, tatlı sensin, her şey sensin... Gelecekse tüm kalori, biz obeziz, senden gelsin... Tiramisu yersek eğer, Allah belamızı versin...

İnsan Neyle Yaşar?

11. Uluslararası İstanbul Bienali 12 Eylül’de başlıyor. Bienal’in bu yılki kavramsal çerçevesi “İnsan Neyle Yaşar?” Bana sormadıklarının farkında olmakla birlikte, cevap vermeden de duramıyorum işte. İnsan, hayatına biçilen değer kadar…

Velkam tu dı Cangıl

Gece sabaha karşı evin içinde patlayan flaşlarla uykum bölündü. Saat 5 civarı. Uyku mahmurluğunu atıp gözümü biraz aralayınca, odanın içinde flaşların patlamadığını, birer ikişer dakika arayla şimşeklerin evin içini aydınlattığını farkettim. Ama öyle patlıyorlar ki, sanki apartmanın 100 metre üstünde, öyle bir aydınlanıyor evin içi, ve arkasından gelen gürültüyle öyle doluyor oda.