Skip to main content

La Bombonera’dan selam getirdik

Bu bir gezi yazısı değildir. Belki de öyle ama ben gezi yazısı nasıl yazılır, onu bilmem. Sadece kısa kısa aklıma gelenleri anlatmak istiyorum. Lakin hala nasıl başlayacağımı bilmiyorum (Haliyle görünüyordur, bok gibi bi’ giriş oldu). En iyisi geldiğim günden başlamalı. Yaklaşık iki ay önce, Arjantin’e gelebilmek için yola çıktım. Türkiye’den çıkışta bin bir soruyla karşılaşan […]

Devamını Oku

Yaşasın cumhuriyetçi laiklik ve statüko

22 Temmuz Seçimlerine gelirken, bu süreç içinde geçtiğimiz aylarda yaşanan birçok siyasi gelişmeden birbiriyle ilişkili iki tanesine değinmekte yarar var. Bir tanesi 27 Nisan 2007’de askerin verdiği e-muhtıradır.(1) Konumuzla asıl ilgisi olan mesele ise, muhtıranın öncülü ve ardılı olan mitinglerdir. Ve bu mitinglerde saf tutan bir partinin, mitinglerde kullandığı jargondur asıl mevzuumuz. Türkiye’de hala CHP’ye, […]

Devamını Oku

Fasulyeden

Çocukken herkes gibi bazı şeyleri anlayamıyordum. Ne kadar olduğunu bilmiyorum ama bir şekilde büyüdüğümü hissediyorum. Ancak bu her şeyi anlamamı sağlayamadı. Belki çocukken anlayamadığım bazı şeyleri büyüyünce anlıyordum fakat anlayamadığım başka şeyler ortaya çıkıyordu. Oyun sandığım her şey gerçekleşiyordu. Ya da vardı, biz onları oyun sanıyorduk.

Devamını Oku

Gitmek zor iş

Siz ne kadar hayatı anlamlandırmaya çalışsanız da dünyanın bir köşesinde anlamsızca şeyler size inat olmaya devam ediyordur. Bazen gerçek; göründüğü gibi olmamakla birlikte, gerçeğin göründüğünden daha gerçek olduğu zamanlar da vardır. Anlamsızdır, saçmadır. Ama bir şeyler oluyordur işte. Ufak bir odada bitti her şey. Belki anlamsızdı. Ya da anlamlıydı da kimse anlamlandıramıyordu. Kim bilir?…

Devamını Oku

Sadece onu görmeye gidecektim

Sadece O’nu görmeye gidecektim… Neden böyle oldu, bilemiyorum… Sabah evden çıkarken dolabımın arkasına sakladığım ben’lerden birini tercih etmek için araladım ki, bu onların hepsinin birden ortaya çıkmasına sebep oldu. O an afalladım ve bir süre sonra “Ortak Bölenlerin En Büyüğü”nü almaya karar verdim. Hak verirsiniz ki O’nu görmeye gidiyordum. Ama diğer bütün “ben”ler kendilerinin tercih […]

Devamını Oku

100 kelimeyi geçen platonik aşklar

Yağmurlu bir sonbahar akşamında başlamadı bu hikâye. Aslında hava durumunun da bir önemi yoktu. Zaten önemli olan; geçmişin en alakasız havalarında yaşanılanlar değil miydi? O halde nedendir ki benim için bu herhangi zamanın meteorolojik bilgileri? Zaten ne istesem boş, ben gri havayı sevip iktidarımı korumaya çalışsam da hava bütün muhalefetini kullanarak mavi gökyüzüyle otoriteme karşı […]

Devamını Oku

Gri

“Ne garip bir yaratıktır insanoğlu, Çoğu zaman kendi amacını bile bilemez…” Zorluyorum hayatı en olmadık şekilde, benim olduğu kadar; ve yaşamıyorum olması gerektiği gibi. İstemiyorum, çünkü bu “ben”im, kimse değil. Olması gereken de olamaz o yüzden. Olması gereken zaten çoğunluk baz alınarak oluşan bir şey değil midir ki çoğu zaman? Olması gereken… İşte o zaman […]

Devamını Oku