Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: tribün

İnadına Azerbaycan!

Bursa’da oynanacak olan Türkiye-Ermenistan maçına Azerbaycan Bayrağı getirilmesini yasaklayan bir vali; bu yasak üzerine valiyi mahkemeye veren birkaç Bursalı; mahkemeye verilince geri vites yapan bir vali var Türkiye’de. İşgüzar, ikiyüzlü,…

forum.fenerbasket.com

Daha önce çıtlatmıştık. 8 Mart 2005’te yayın hayatına başlayan, 3 sene boyunca harika işler çıkartan, ancak Aydın Örs’e gösterilen vefasızlığın ardından kepenklerini indiren Fenerbasket.com tekrar geri dönmüş. Bir öncekinin aksine sadece forum olarak yola devam kararı alan Fenerbasket, ara verme kararı almalarını sağlayan vaziyette herhangi bir değişiklik olmadığını, mücadele etttikleri zihniyetin halen daha şubede ve kulüpte etkin olduğunu, halen daha şevklerinin kırılmış olduğunu ifade ettikten sonra, “‘Bu işi götürürüz’ diyen arkadaşlarımız vardı, engel olmak istemedik” diyorlar. Hoşgelmişler. Kalite ve üsluptan, her şeyden öte saf Fenerbahçelilikten ödün vermeden mücadeleye devam!

Dostluk 0-1 İtfaiye

Uçaktan indiğim an karşıma çıkan çöl sıcağı başlarda beni maçın havasına sokamasa da sonrasında gazeteci edasıyla siz Fasulyeden okurları için maçtan notlar almaya başladım. Maçın önemi malum sol vurgusu ve işçi kardeşliği olduğundan sahadaki futbolla alakalı bir şey demeye gerek yok; zira sahada futbol yoktu. Peki neler vardı bu atmosfer içinde gelin beraber kurcalayalım.

İsyan Ediyoruz!

Çoğunluğu kombine bilet sahibi Fenerbahçe taraftarları olarak; Fenerbahçe Yönetim Kurulu'nun kale arkası tribün biletlerine biçtiği 55 Liralık fiyatı protesto ediyoruz! Localara ve/veya diğer pahalı tribünlerin kombine fiyatlarına yapılacak küçük bir düzenleme ile, aynı maddi fayda elde edilebilecekken, "yadsınamaz bir Türkiye gerçeği" olan dar gelirli kitlelerin, 55 Liralık biletle Fenerbahçe'den koparılmasını protesto ediyoruz!

Çiftlik

Kafasına göre iş yapan adama “Tabi oğlum yaparsın babanın çiftliği zaten” denir ya bu cümle Türkiye Süper Ligi’ne cuk diye oturuyor son yıllarda. Muhteşem Haluk Ulusoy (!) yönetiminden bu yana Federasyonda bir çiftlik durumu hâkim. Kimin eli kimin cebinde, kim kime ne yapıyor belli değil. Tabi biz o kadar Fenerbahçe, Galatasaray derdine düşmüşüz ki asıl önümüzde yaşanan rezillikleri görmüyoruz. Yıllardır “Burası Patagonya değil” söylemleri ile kulaklarını çınlattığımız sevimli ülke bile herhalde bize götüyle gülüyordur.

Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye!

Eyvallah. Olayın gerçekliği, doğruları, yanlışlığı mevzusuna girmeyeceğim. Konudan sapmak istemiyorum. İskelet olarak bu sloganın doğruluğuna hiçbir şekilde katılmadığımı bu cümle içinde geçirerek; hadiseyi, Fenerbahçe ve Ordu, Fenerbahçe ve Devlet, Fenerbahçe ve Silah, Fenerbahçe ve Savaş, Fenerbahçe ve Siyasi Slogan, Fenerbahçe ve Ferda Anıl Yarkın gibi alt başlıklar halinde irdelemek istiyorum.

Bizi Arıyormuşsun Başkanım?

Bundan yıllar öncesinde, Kadıköy'de oynanan bir Fenerbahçe maçına başlama düdüğünden çok sonra girmiştim. Tribüne girdiğimde her zaman bulunduğumuz köşeye yönelince, herkesin suratındaki gerginlikten bir şeylerin yolunda gitmediğini farketmiş, neler olduğunu anlamaya çalışmıştım. Tribünde açılan bir pankartın ardından, polis pankartı kimin açtığını öğrenmeye çalışıyor, kız-erkek demeden bizim bölgeden rastgele taraftarları alıyordu. Pankartı biz yapmıştık. Bez bizim, boya bizim, fikir bizimdi. Biz sokmuş, biz asmıştık...

Cefakar Maraton #3

2005 yılında çıkan iki sayının ardından üretim kabızlığına giren "Cefakar Maraton" fanzini üçüncü sayısı ile birlikte tekrar tribüne dönüyor. "Fenerbahçe tribünlerinden Fenerbahçe tribünlerine" alt başlığı ile yayınlanan fanzinin muhteviyatını yine "tribünden" kalemler oluşturuyor. "Bu sene ne olur köşesinde" usta kalemler kahinliğe soyunuyor. "Yeni sezonda söylenmemiş sözler kalmasın dilimizde" yazısı ile sezona giriş yazısı bulunuyor. "O forma kutsaldır" yazısı ve "Düzensizliğin haykırışı" yazıları ile eleştiriler de fanzinde yer alıyor. Eski tribün insanlarından yazılar, Rıdvan Dilmen ve Birmingham Zulus Firm'den Paul söyleşileri ile konuşulmayanlar konuşuluyor. Chelsea taraftarı Chairul Kate geldiği Kadıköy deplasmanından tribünü raporluyor. "Tribün anarşisi", "O maç oradaydım", "Futbol dilencisi" gibi bölümler ile her sayı sabit köşeler oluşturuluyor. Keyf-i Karton yazısı ile koreografi yolculuğu, Arvo Benitez Carboni ile de futbol aşkı betimleniyor.

Bir Duygusal Egzersiz Olarak Futbol

Yaygın bir spor dalı, aidiyet tatmini, eğlence, otorite ihtiyacı, oyun, kısmi toplum afyonu, rekabet arayışı, megalomanlık, din… Bana göre biraz önce saydığım terimlerden rastgele paylar alarak hoş bir karışıma dönüşen ve bütün bu mefhumlardan daha geçerli olanı; duygusal egzersiz. Futboldan bahsediyorum.