Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: yerel seçimler

Çakma Veritas’ın Seçim Hüznü

Veritas Latince gerçek anlamına gelen bir kelime. Harvard Üniversitesi’nin mottosu. Aynı şekilde, Türkiye’de de Bilkent Üniversitesi’nin ambleminde -İngilizce versiyonunda- kendisine yer bulur. Gülen Cemaati’nin resmi yayın organı Zaman ve omurgasız haberciliğin ağababası Cihan Haber Ajansı bünyesinde oluşturulan bir araştırma servisinin de kısa adı aynı zamanda. Uzun adı Cihan Veri Toplama ve Araştırma Servisi olan kuruma kısaca Veritas diyor şakirtlerimiz. Başarılı bir kelime oyunu aslında.

Tayyip Tatile Çıktı

Sayın Başbakan'ımız Recep Tayyip Erdoğan Obama'yı memleketine yolcu edip, arkasından su döktükten hemen sonra 2 günlük bir tatile çıkmış. Daha önce tatillerini Balıkesir'de Ekinlik Adası'nda ya da Antalya Rixos otellerinde geçirdiği bilinen Tayyip Erdoğan'ın bu kez yaptığı seçim oldukça ilginç görünüyor. Neden ilginç? Çünkü hazretleri Hatay'a gitmiş. Şimdi ne var bunda diyor olabilirsiniz elbette ama, bir zahmet, gözünüzün önüne 29 Mart yerel seçim haritasını getirin. Hatay AKP'nin Ege ve/veya Akdeniz'e kıyısı olan tek ili konumunda şuanda. Yani, Ege ve Akdeniz sahillerinde ağzının payını alan Tayyip Bey gide gide tutunabildiği tek yer olan Hatay'a gitmiş :) Kendisine bu tatilin tadını çıkarmasını telkin ederiz, zira önümüzdeki genel seçimlerde Hatay filan da kalmayabilir mazallah...

Ensendeyiz Topbaş!

Bugün Ece Temelkuran yazmış, alıntılamak lazım. Benzerini zaman zaman tribünlerde gördüğümüz bir eyleme imza atmış Öğrenci Kollektifleri. Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin itirazını –biliyorum şaka gibi ama- yanlış anladığı için iptal kararı verdiği, henüz gerekçeli kararı yayınlamadığı için yürürlüğe girmeyen bir burs davası var biliyorsunuz. Seçim sürecinde Kadir Topbaş beyefendi, sıklıkla “Bakın ne güzel burs veriyorduk, CHP engelledi.” diye propaganda yaptı. Oysaki CHP’li belediyeler burs vermeye devam etmekte, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kılıçdaroğlu da aynı sıklıkla burs olayındaki ikiyüzlülükten dem vurdu ve ekledi: “Ben vereceğim.” Neyse, Kadir Topbaş’ın bu tutumunu yiyenler kadar, yemeyenler de var elbet. Yemeyenlerden olan Öğrenci Kollektifleri sık sık belediye önünde eylem yapıyorlar. En güzellerinden birisi de şu şekilde gelişmiş. Buyrun içeri...

Sandıktan hırsız çıktı!

Her seçim döneminde olur bu. Burun farkıyla kaybeden parti seçim sonuçlarına itiraz eder, seçime şaibe düştüğünden yakınır. Hatta bazen öyle ki, %0,3 oy almış parti başkanı bile çıkıp oy oranlarının aslında çok daha fazla olduğundan ancak oylarının çalındığından yakınır. Ciddiye alınmaz genelde. Ya da en iyi ihtimalle “3 çaldılar, tamam; 5 çaldılar, o da tamam; 1 milyonu nasıl çaldılar lan Allahsız” diye karşılanır. Bazen de bu iddiaları destekleyecek veriler çıkar karşımıza; çöpten çıkan oy çuvalları gibi. gibi. gibi. 29 Mart 2009 seçimlerini de bir şekilde atlattık, vatana millete hayırlı olmasını diliyor, hatta hayırlı olacağına tüm kalbimle inanıyorum. Gerek ulusal, gerek yerel medya kapsamında ve hatta kendi özelimizde, Fasulyeden sayfalarında seçim üzerine lakırdılarımıza ısrar ve inatla devam ediyoruz. Sitenin bu seçim atmosferinden ne zaman çıkacağını merak etmiyor da değilim hani. Du bakalım, kısmet.

Teşekkürler Kemal Kılıçdaroğlu!

Seçim sonuçları malumunuz. Uzun uzadıya epey öncesini, biraz öncesini, tam ortasını ve sonrasını konuştuk, konuşuyoruz, konuşacağız. İstatistik, matematik, televizyon kanallarının cafcaflı görselleri, gazetelerin çarşaf çarşaf manzumeleri seçimin galibinin AKP olduğunu söylüyor. Lakin hepimizin farkında olduğu başka bir kazananı var seçimin: O da Kemal Kılıçdaroğlu. Meclis koridorlarında birbirini ardına patlattığı yolsuzluk dosyaları ile tanıdığımız bu memur, hadi bilemedin bürokrat görünümlü adam iktidarın yolsuzluk performansını çamur atlarla, izi kalsınlarla değil bildiğin belgeli melgeli gözler önüne serdiğinde açık arama mekanizmaları devreye girmişti elbette. Atv/Sabah, Kanal 7, Zaman, Star Gazetesi, yani kısacası tüm yandaş medya ile ilerleyen bu çabalar Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olmasıyla da epey hız kazandı.

Seçim Kronometresi

15.10 - Oy vermek için sıraya girilir. Daha önceki seçimlerden farklı olarak bu sefer kuyruk vardır. Yaşlı çoluk çocuk bebek oy vermek için kuyrukta beklemektedir. Tabi ki oyu çocuklar bebekler vermeyecektir ama garip bir şekilde onların sayısı daha fazladır. 16.10 - Yaklaşık 1 saatlik bekleyişten sonra bir seçimde ilk defa gönül rahatlığıyla, inanarak oy vermenin dayanılmaz hafifliği vardır. Eve doğru yola çıkılır. 17.00 - Oy verme işlemi sona ermiştir. Seçim sonuçlarını izlemek için TV karşısına geçilir. 18.00 - Alt yazılar geçmeye başlar YSK’nın yasakları kaldırması an meselesi… 18.15 - Alt yazılar devam eder: YSK’nın yasakları kaldırması an meselesi… 18.30 - YSK’nın yasakları kaldırması an meselesi… 18.55 - YSK’nın yasakları kaldırması an meselesi… 19.00 - Yasaklar her an kalkabilir sonuçlar birazdan. Sürprizler, sürpizler, sürprizler… 19.10 - Yasaklar kalkar. İlk sonuçlar gelmeye başlar.

Seçmek ya da seçememek

Seçimlere sadece birkaç gün kaldı. Caddeler, sokaklar, mahalle araları inanılmaz bir renk cümbüşü içinde. Partilere ait flamalar her tarafı bayram yerine çevirmiş vaziyette. En azından olumlu bakmak istediğim için böyle görüyorum. “İstersen donatalım dört yanı bayraklarla” diye bağırmanın hakkını veriyorlar vesselam. Bir de şu var, ekonomik kriz falan diyoruz ama bu seçim ekonomisi inkâr edilemez bir canlılık verdi tüm ülkeye. Esnaf bir nebze olsun nefes aldı belki de. Seçim havasının en olumsuz tarafı bangır bangır mahalle aralarından sesleri son ses geçen seçim arabaları. Hayır, söylediklerini anlayabilsek bi derece ferahlayacağız, fakat söylenilenlerin ya ortasından ya sonundan ya da başından bir şeyler yakalayabiliyoruz. O da anlam kirliliğini en derinden yaşattırıyor. Tabi ki yurdumdan seçim manzaraları minvalinde bir yazı olmayacak, yazarken daldık gittik işte. Bu seçimler güzel yurdumdaki her seçim gibi çok büyük önem taşımakta çünkü politikacı amcalarımız hep öyle diyor. Demokrasi var ya memlekette! O sebepten olsa gerek. 4–5 yılda bir sandık başına gidiyoruz oy kullanıyoruz ve bizi yönetecek kişileri belirliyoruz! Hadi canım sende, milletvekilleri belirlenirken söz aldın mı sayın vatandaş? Belediye başkan adayları için hiç fikir belirttin mi peki? İl genel meclisi ne işe yarar, nasıl aday olunur fikrin var mı? Hepsini geçtim muhtarını tanıyor musun ey vatandaş?

Oyum Satılıktır

Geçtiğimiz gün, akşam işten çıkmış eve doğru yürüyorum. Önümde 35 yaşlarında bir adam, biraz yüksek sesle telefonla konuşuyor. Tabi ister istemez ben de muhabbeti duymak zorunda kalıyorum. Adam şunu diyor, “bizim parti oy başına 1 milyar veriyor. Sizinkiler ne veriyor?”. Bir an duraksadım. Abi yoluna düz devam ederken o sırada ben sokağıma geldiğim için sola dönüş yaptım. Ama düşünmedim değil, “adamı yakala Fatik, 1 milyar 1 milyardır. Allah bereket versin”… Bugün eve geldim merdivenlerden çıkarken MHP Kağıthane Belediye Başkanı Hasan Hüseyin Ceylan’ın broşürlerinin merdivenler üzerine atıldığını gördüm. Broşürün üzerinde “Oyum Sana Helal Olsun” yazıyor. Öyle bir seçim dönemi geçiriyoruz ki, artık herkes olayın farkında. Soygunun farkında insanımız. O nedenle çabalar “Helal oy alma” üzerinde veya adaylarda, biz yolsuzluklara karşı geleceğiz, Soyguncuları önleyeceğiz düşünceleri var. Ama bunlar herhangi birinin soyacağı gerçeğini bilmeyi engellemiyor, Özellikle büyük şehirlerde…

Demre Fotograflari

Bilen bilir, Demreli'yim. Hep övündüm Demreli olmakla ve pek bilinmemesiyle. Alfredo şurada Demre'yi ilgilendiren bir yazı yazınca, siteye Demre hakkında bir şeyler yazmadığımı farkettim. 1984 yılında doğmamla başlayan macera, 1994 yılında ciddi bir kırılma yaşasa da doğduğum, doyduğum, sevdiğim, özlediğim memleketim, hasretimdir Demre. Daha somut ifade edeyim o halde; turizm cenneti olmakla tarım kenti olmak arasında kalmış, bocalamış, aslında kimliğini kaybetmiş ve hala bulamamış bir Antalya ilçesidir Demre. Turizm cenneti olmak için tüm gereklilikleri mevcuttur aslında. Kilometrelerce uzunlukta, çeşitli özelliklerde (kum, çakıl, kayalık) müthiş bir kıyı şeridi, Likya medeniyetin orta yerinde kurulması nedeniyle sahip olduğu envai çeşit tarihi zenginlik, özellikle Ortodokslar için kutsal sayılan St. Nicholas'ın kilisesi, mavi yolculuk konusunda ülkenin en iyi haritası vesairesi, vesairesi...