Author: dellez

İkra

İkra

İkra B’ismi Rabbike… Yani “Rabbin(in) adıyla oku!” Böyle başladı son semavi dinin tebliği. Okumanın önemi, inen ilk emir olmasıyla vurgulandı İslam’da. Sanırım benim yazılara giriş yapamama sorunum hâlâ devam ediyor. Gene çok alakasız bir yerden girdim konuya. Ve evet, Ramazan’da olmamızın da bir miktar etkisi olabilir bu durumda. Konumuz okumak. Ya da daha özelinde, benim son zamanlardaki sorunum olan “okuyamamak”. Son zamanlarda bu durumdan çok…

Bu Sefer Yasağa Evet!

Bu Sefer Yasağa Evet!

Kusma aparatına slogan olarak atacaktım da, elim değmişken yazı yazayım dedim. Yarın Anayasa Mahkemesi’nde bu son sigara yasağını görüşecekmiş. Anayasa’ya aykırı mı, değil mi diye… Lafı uzatmayacağım. İnşallah aksi yönde bir karar çıkmaz. İnşallah bu sigara yasağı hakkındaki mevzuat Anayasa’ya uygundur. Kaldırılmasın kardeşim bu yasa. Kapalı alanda sigara içmek yasak olsun. Bu kadar. Kapalı alanda sigara içmek yasak olsun. Çünkü, ben şimdi diyeceğim ki, Kuzey…

Sen Başkasın…

Sen Başkasın…

Sen ilktin. İlk sevda, ilk tutkuydun. İlk heyecan, ilk deneyimdin. En tat vereni, en sevileniydin o yüzden… Küçüktüm seninle tanıştığımda. Küçük bir çocuktum. Senin gibisini görmemiştim hiç. Tanımadan önce çok merak ederdim seni. Hep uzaktan bakardım, yaklaşmak isterdim de, cesaret edemezdim bir türlü. Hatta bir itirafta bulunayım, seni ilk tanıdığımda biraz garipsemiştim. Bu muydu yani diye düşünmüştüm. Ama seni tanıdıkça daha çok sevmiş, daha da…

Arenalarla Donattık Anayurdu

Arenalarla Donattık Anayurdu

Fasulyeden ailesi olarak, Türk spor camiasıyla az çok içli dışlıyız. İçli dışlı dediğim de, Ali Koç’la kadeh tokuşturan igor eşeğini es geçersek, taraftar bazında takip etmek çerçevesinde geziniyoruz. Hâl böyle olunca da, spordaki gelişmelere sürekli göz kırpan bir sitemiz var. Hatta yazı konularımız arasında çokça yer alan bir konu da diyebiliriz. Son zamanlarda dikkatimi çeken bir husus var. Futbol kulüplerimiz arka arkaya stadlarını yenileme projelerine…

Sıradan

Sıradan

Monoton kelimesinin dilimizdeki karşılığı ne ola acaba? Tekdüze deyince ihtiyacamızı karşılayacak herhalde. Bu aralar düşünecek çok vaktim olduğundan, oturup hayatımı düşünüyorum. Bugünü, dünü, yarını. Neticede bir çeşit kölelik düzeninin içinde dönüp durduğumdan son bir kaç aydır, zamandan bol şey yok şu aralar. Ben de kendimi verdim düşünmeye, verdim düşünmeye, ki düşünmeyi de severim mirim. Neticede düşünmek dediğin var olmanın temeli, ve dahi dayanılmaz hafifliği. İnsan…

Husband’s Hand

Husband’s Hand

Topa girebilen bir insan değilim. Muhabbetlerde yani, millet konuşurken lafı kesip kendi akınımı başlatmam. Susar dinlerim, ayağıma pas atılırsa, topu önce hafifçe yumuşatırım önümde, sonra biraz oynar eğer kaleye dikine kaçan kimse yoksa en yakınımdaki arkadaşıma kısa pas yaparım. Uzun süredir aklımda olan, ama yukarıda saydığım sebepten dolayı bir türlü anlatma fırsatı bulamadığım bir anım var. Çok da fantastik kuntastik bir hikaye değil ya, aklıma…

Kendimle Konuşurken

Kendimle Konuşurken

“Karanlıktan korkan bir çocuk masumluğuyla mutluluktan korkarsın. Sen busun…” İltifat mıydı bu, yoksa aşağılıyor muydu beni? O anda aklından ne geçiyordu? Sormadım. Soramazdım çünkü. Bambaşka şeyler vardı aklımda konuşacak. Neredeyse bir yıl oluyordu onu görmeyeli. Özlemiştim. Çok özlemiştim. Hep yanıbaşınızda olmasını istediğiniz insanlar vardır ya hayatınızda, hani hayatınızdaki mihenk taşlarından birisi olarak gördüğünüz… “Hayatım bir şekilde onunkiyle keşismeseydi, ben ben olamayacaktım.” düşüncesini ilk kez onun…

Henke

Henke

Bu siteyi takip edenler az çok bilirler Celtic sempatimi. Yurtdışından takımlara sempati duymak bu ülkede çok rastlanan bir şey. Kimimiz Barcelona’yı tutar, kimimiz Lazio sempatizanıdır, kimisi sırf renklerinden ötürü Boca Junior’ı takip eder, Juventuslu mu ararsın, Livornolu mu, liste saymakla bitmez. Ben de uzun yıllardır Glasgow Celtic FC’yi, ya da çok bilinen adıyla Celtic’i seviyorum. Politik arkaplanı, İngiltere’ye olan mesafeleri, İskoçya’da ezilen kesim olan Katoliklerin…