2003’ten 2012’ye… Cemaat söylemi
Söylem: Cemaat Emniyet ve Yargı’da kadrolaşıyor!! Liberalin 2003 cevabı: Kemalist paranoya efendim bunlar…
Söylem: Cemaat Emniyet ve Yargı’da kadrolaşıyor!! Liberalin 2003 cevabı: Kemalist paranoya efendim bunlar…
Isparta Valisi Memduh Oğuz, Isparta’nın İslam alemi için Mekke, Medine ve Kudüsten sonra dördüncü kutsal şehir olduğunu iddia etmiş. Bu özelliği sayesinde kente yılda 10 milyon turist çekebileceğini de eklemiş… Isparta neden İslam alemi için kutsal diye merak ediyor tabii insan. Merak etmeyin Vali Bey, merakınızı hemen giderecek.
Dün öğle saatlerinde Genelkurmay Başkanlığı, resmi internet sitesinden bir savaş uçağı ile iletişimin kesildiğini açıkladı. Saat 2 civarıydı yanılmıyorsam. İlk haberler, savaş uçağının düştüğü ekseninden yapılmıştı, öyle okuduk, öyle sandık. Akşam saatlerine doğru ise, medyada uçağı Suriye’nin düşürmüş olabileceği konuşulmaya başlandı. Asker, hükümet, yetkililer, herkes sessizliğini koruyor, herhangi bir açıklama yapmıyordu. Zira başbakan Brezilya’dan dönmekteydi. Dönsün diye bekledik. Kendisi dönünce havaalanından “Düştü mü, düşürüldü mü…
11 Eylül 1973’te gerçekleşen darbenin ardından cunta, Allende taraftarlarını toplamaya başladı. 12 Eylül sabahı Teknik Üniversite’de öğretmenlik yapan aktivist sanatçı Victor Jara –elinde gitarıyla- tutuklandı. Victor Jara, Allende’yi başkan yapan Unidad Popular koalisyonuna destek veren bir Komünist Partiliydi. Unidad Popular için bir dizi konser vermiş, şarkılar yazmıştı. Askerlerce Şili Stadyumu’na (Estadio Chile) getirildi. Darbenin ardından, tıpkı ülkedeki diğer stadyumlar gibi bu stadyum da binlerce tutukluya…
Darbe diyince bizim aklımıza 12 Eylül gelir. Kenan Evren, cunta ve Amerika… CIA, kontrgerilla… 11 Eylül denince de –2001’den itibaren- Amerika; Bin ladin, El Kaide, ikiz kuleler… 2001’den önce ise 11 Eylül demek, Şili Darbesi demektir; Allende, Pinochet ve tabii ki yine Amerika, CIA, ITT, kontrgerilla… 11, 12, 13, Eylül, Ekim, Kasım farketmez; eğer dünyada organize cinayet varsa, eğer silahlar zalim adına konuşmuşsa çok büyük…
Seçim yazıları tadında kurguladığımız seriyi CHP ile devam ettirecektik, nefesimiz yetmedi. Bari seçim öncesi düşündüklerimizle seçim sonu ortaya çıkan tabloyu; bu tablonun getirilerini götürülerini koyalım ortaya. CHP özeti olsun bu. Öncelikle, CHP Deniz Baykal yönetiminde girdiği son iki genel seçimde, sırasıyla %19,39 ve %20,88 oy alarak ikinci parti olarak çıkmıştı. AKP karşısında yaptığı muhalefet hiçbir zaman etkili sayılmadı. Ne seçmenine, ne seçmeni olması gerekenlere umut…
BASINA VE KAMUOYUNA Bilindiği üzere 31.05.2011 günü Hopalıların demokratik taleplerini içeren basın açıklamasının arkasından gelişen hukuksuzluklar o günden itibaren artarak şeklinde sürdürülmektedir. Olay günü gecesinden başlayarak Hopada tam bir insan avı başlatılmıştır. İlk baskın gece saat 123 sıralarında Hayde Cafe isimli bir işyerine yapılmış olup, işyeri sahibi de dahil olmak üzere orada buluna müşteriler özel harekat timleri tarafından yoğun şiddet uygulanmış, tüm bu kişiler yereler…
Dea siyasi yazılarla buraları aktifleştirmiş. Benim de çorbada tuzum olsun istiyorum. Partilerin siyasi ataklarına, avantaj-dezavantajlarına, seçim çalışmalarına vs. hiç girmeyeceğim. Girsem zaten yetersiz kalırım, o kadar takip edemedim açıkçası. Zaten hepsinden tamamıyla ümidimi kesmiş biri olarak, ne vakit gazetede, televizyonda, internette bir siyasi lideri görsem; beynim direkt olarak bireysel değerlendirmelere girişiyor refleks olarak. Son zamanlarda en çok takıldığım konu, siyasi lider çıkarma konusunda ne kadar basiretsiz…