Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Monthly Archives: Ekim 2008

Claudio Andres Del Transito Maldonado Rivera

07/10/2008 Salı, Saat 19:00 civarı, Lig Radyo Fırat İşbecer: Maldonado'yu şuan Süper Ligin ilk 8'inde yer alan herhangi bir takımın ortasahasında oynatır mısın? Mehmet Demirkol: Lig sonuncusunun orta sahasında bile oynatmam. Oynayamaz. SMS…

Mecmuanın Sokak Çocukları

Pazarlama çağındayız diyerekten her bir zıkkıma bir slogan, bir vecize, bir motto yakıştırması yapmak lazım. Bu işin amentüsü bu. Sacece “tü kaka kapital düzen” diyerek de dalmayacağım konuya. Elbette bu akımın büyük oyuncusu milyon liralık reklam stratejileri ile kapitalist ajanslar birliğidir. Ama araba markası için, çikolota için üretilen sloganlarla da darlandırmamak lazım hadiseyi. Çünkü daha geniş bir açıdan bakıldığında en bir alt kültür ürünlerinin bile hayatlarını bir motto ve bir imaj ile sürdürdüğünü, ya da en azından bu şekilde güçlendiklerini kabul etmek gerekiyor. Haliyle reklam kötüdür, motto kötüdür, imaj kötüdür demek ortaokullu ergen söylemi olabilir ancak.

Otomatik fiyatlandırma bozuldu

Malumunuz A.K.P. sayesinde ekonomisi çağ atlayan ülkemizde petrol fiyatları da otomasyon sistemiyle tanıştırılmış, bundan sonra petrol fiyatlarının dünya piyasası ile entegre halde olacağı ve fiyat ayarlamasının otomatik olarak yapılacağı duyrulmuştu. Ki takip edenler bilirler, yok İran-ABD gerginliğiymiş, yok ABD-Rusya gerginliğiymiş, aman efendim OPEC fiyat arttırmak için üretimi düşürmüş derken dünya piyasasında petrol fiyatları hergün yeni bir rekor kırarak 147 dolar ile tavan yapmıştı. Bizim kerameti kendinden menkul otomasyon sistemimiz sayesinde, Türkiye'de de her hafta bu artışa paralel petrol fiyatlarına zam yapılmıştı. Zaten, hali hazırda dünyanın en pahalı benzinini kullanmamız yetmiyormuş gibi, bu gelen zamlarla birlikte bırakın arabayı, mobilete binmek bile zülm haline gelmişti.

Salak ile Avanak Londra Deplasmanında – I

Hikayede anlatılan olayların ve kahramanların gerçek olaylar, kurumlar ve kişilerle kesinlikle ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür. Hikayemiz, bir grup arkadaşın yurtdışında maça gitme istekleri ile başlar. Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final Kuraları çekilir çekilmez ucuz yollu alınan uçak biletleri, ucu ucuna denkleştrilen paralar, vize işlemleri, hostel masrafları, iş-güç ayarlaması derken 08.04.2008 Pazartesi yani maçtan bir gün önce Londra'ya gidilecek uçağın içerisinde kendisini bulur 2 kafadar (aslında 4 kişidirler ama diğerleri bu hikayede figüran görevi görmektedir).

Tribünün öğrettikleri

"Ülke olarak çok zor günler geçiriyoruz" minvalinde "Fener tribünleri olarak çok zor günler geçiriyoruz" diye girmek istiyorum söze. Gfb ile başkan arasındaki savaş iyice ayyuka çıktı, kılıçlar çekildi, kartlar açık açık oynanmaya başlandı. Gfb bir yandan başkanın kirli çamaşırlarını ortaya dökerken, başkan da kendi bildiği hatta en iyi bildiği şekilde, yani adam kullanarak karşı taarruzunu artırdı. Yaşananlar ortada, burayı takip eden ortalama bir okuyucu nelerin döndüğünü biliyor. Benim niyetimse bu sürecin bize, yani kendini gruplu veya münferit tribüncü addedenlere neler kattığını irdelemek.

Fasulyeden Abonelik

Bir zamanlar yeni teknoloji olarak anılan ama yıllardır kullanılmasından dolayı artık web standardı haline gelen birçok özelliği FasulyedenKom bünyesinde kullanmıyorduk. Neden? Çünkü, ne bileyim, lüzumsuz geliyordu. Şimdi de çok lüzumlu değildir elbet ancak bir kişinin bile bu siteyi daha kolay takip etmesini sağlayacaksa eğer, denemeye değer. Ucuz reklam sloganlarını bırakırsak eğer, nedir bu bahsettiğim özellikler, hemen aşağıda listeledim.

Slogans

Komünist Arnavutluk'un küçük bir köyünde yaşananları bir okul, öğretmenleri ve öğrencileri merkezli olarak anlatan, Enver Hoxha Arnavutluk'unun özeleştirisini yapan bir filmdir Slogans. Müdürü aynı zamanda parti başkanı olan bir okul, partinin gazabından çekinen öğretmenler ve damardan ideolojik eğitim şırıngalanan küçük çocuklardır anlatılan. Parti, okul müdürü aracılığıyla köyün dağlarına, tepelerine yazılacak sloganları öğretmenlere iletir. Öğretmenler de öğrencilerini alarak beyaz taşlarla bu sloganları işler dağa, taşa. Yani bildiğin "Önce Vatan" hadisesi.

Bir medya analizi #2

Engin Ardıç hazretleri yaşlandıkça iğrençleşen gazeteci sürüsünün önemli temsilcilerinden. Sabah Gazetesi’nin ve haliyle iktidarın önemli kalemlerinden Ardıç gündemi işgal eden Kemal Kılıçdaroğlu-Dengir Mir Mehmet Fırat tartışmasının neticesinden memnun değil sanırım ki, Kılıçdaroğlu hakkında ipe sapa gelmez, yer yer hakaret ve aşağılama dolu yazılamalar peşine düşmüş.