Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: fasulyeden

Yılın en iyi topluluk blogu değilsek, neyiz?

Yılın en iyi topluluk blogu muyuz, bilmiyoruz; ancak eğer öyleysek bunu duymak bizim de hakkımız. Yıllarca bu gerçeği bizden saklayanlara bir özür şansı doğdu: Blog Ödülleri oylaması. Bu sene ikincisi yapılacak olan Blog Ödülleri organizasyonuna FasulyedenKom olarak Topluluk Blogları kategorisinde aday olarak katılmış vaziyetteyiz. Kayıt kısmı tamam, şimdi de ödül alırken yapacağımız konuşma üzerinde çalışıyoruz. Ya kürsüden, ya da döner bıçaklarıyla töreni basarken, kısmet…

Google’dan mı geldin anacım? #2

Google aramaları ile ilgili çok ciddi takıntı sahibi, manyak bir insan oldum. Her gün analytics raporları başta olmak üzere farklı birkaç kaynaktan sitenin istatistiklerini kontrol ediyorum. Olağanın aksine şu kadar hit almışız, bu yazı şu kadar okunmuş, bak görüyor musun şu siteden bu kadar ziyaretçi gelmiş gibi verilerle çok ilgilendiğim söylenemez. Çünkü az çok idrak ettim ki, Türkiye’de hit almak aslında hiç te zor değil. Daya erotik içeriği, daya pornografik etiketleri, tıkır tıkır ziyaretçi gelsin. Bu. Gerçekten bu. Ehh biz de bu yolun yolcusu olma niyetinde olmadığımıza göre, “keşke yazılarımızı daha çok kişi okusa” arzusu ile, “obarey sitemize bir milyon abaza gelmiş” tedirginliği arasında yaralı bir güvercin modundayız. Velhasıl-ı kelam hit verileri çok ilgimi çekmiyor, hatta zaman zaman en az ziyaretçi rekorunu kırıyoruz bugün diye salakça bir heyecan yaşıyorum. Ama dostlar google aramaları diye birşey var ki, dedim ya, manyaklık derecesinde saplantılı bir haldeyim. Her gün bakıyor, o aramayı kimin yaptığını tahayyül etmeye, nasıl bir ruh hali içinde olduğunu anlamaya çalışıyorum. Ve son olarak yaptığı arama neticesinde bizim siteye girince acaba ne düşündü, yüz ifadesi nasıldı gibi sorularla manyaklığımı tescilliyorum.

1700 kere maşallah…

Sitenin en altına bir sayaç koyduğumuzun ve bu sayaca göre bugün sitenin 1700. günü olduğunu biliyor musunuz? Muhtemelen hayır. Peki bilmenizin gerekmediğini ben biliyor muyum? Muhtemelen evet. “1700 ne ki? Ne gibi bir önemi var” derseniz eğer, verecek cevabım var mı? Muhtemelen yok. 2000’e kadar beklese miydim acaba? Üff çok var daha... Gerçi bakmayın 1700’ün kulağa az birşeymiş gibi gelmesine, nerden baksan bir 5 yıla tekabül ediyor. Tam değil de, götün götün yanaşıyoruz. Zaman zaman bloglarda sitelerde filan, “ahanda 1000. yazım hadi beni tebrik edin, ne kadar güzel bir blog olduğumdan, siteyi gezerken ne kadar çok eğlendiğinizden, girmediğiniz gün kendinizi mutsuz hissettiğinizden, sabah uyanır uyanmaz ilk yaptığınız işin buraya girmek olduğundan bahsedin” anatemalı yazılar olur ya, özeniyorum lan işte, napayım?

Günbegün…

FasulyedenKom 27.07.2004'te yayın hayatına başladığında, yazar kadrosunda, bir düşünelim; dea, Atbs, dellez, canoglan, aristokrat ve ustad vardı. dea, Atbs, dellez ve canoglan hala buralarda. Aristokrat ile yollar hayatın gereği olarak ayrıldı. Bir zamanlar her akşam birlikte olduğum kendisiyle an itibariyle görüşmüyoruz bile. Siteye çiziktirdiği sadece 1 yazı var. Ancak sitenin şekillenmesinde sabahlara kadar süren fikir telakki seansları ile çok katkısı vardır. Ustad ise, buradan kimsenin tanımadığı, memleketten arkadaşımdı. İlginç fikirleri ve yazım tarzı vardı. 4 yazı bıraktı Fasulyeden mazisine. Onunla da yollar ayrıldı. Ne yazık ki. Dünüyle, bugünüyle toplam 31 farklı yazarın, 31 farklı insanın çiziktirdiği cümleler var sitede. İnsan duygulanıyor zaman zaman. Can sıkıntısından, şöyle bir mazide dolanayım istedim. Affınıza sığınarak...

Sonunda bitti

Hazırlıkları çok önceden, kendisi ancak Cumartesi öğle saatlerinde başlayan taşıma işlemini, Pazar günü hava kararmadan sonlandırdık nihayet. Şimdi de tüm dns güncellemelerinin gerçekleştiğini ummaktan başka yapacak birşey kalmadı. Birçok uygulamanın…

FasulyedenKom taşınıyor.

Selam dünya güzelleri. 2003'te, fanzin yapalım, ortamlara akalım hedefiyle çıktığımız bu zorlu yolculukta, kıçıkırık bir web sitesiyle ve dahası "hıı, sizin site mi, idare eder"den öte bir tepki alamadan devam ediyoruz yola. Fanzin'den filan, hepten geçtik, siteyi zor ayakta tutuyoruz. Girizgah bu olsun, sıra gelişmede. Şuan site Demyra.org'un lütfedip verdiği cüccük kadar alanda ikamet etmekte. Daha düne kadar alanla ilgili bir sıkıntımız yoktu ama, işin içine fotoğraf, video koyma arzusu ve mevcut serverın bant genişliği konusunda isteklere cevap veremeyecek olmasından dolayı FasulyedenKom'u kendi alanına taşımaya karar verdik. Bir de zaman zaman sitede kasılmalar söz konusu oluyordu. Velhasıl-ı kelam, FasulyedenKom yeni bir server üzerinde, kendisi için özel tahsis edilmiş bir alana taşınıyor. Bu ne demek? Web alanı daha geniş, bant genişliği fersah fersah, PHP sürümü yüksek, ve umarım daha güçlü bir performans demek. Yeni server şu an test ediliyor. Farklı bir domain üzerine yeni bir Wordpress kuruldu, database aktarımı yapıldı, sorun olmadığı anlaşıldı. Alt domain olarak sunduğumuz bazı gizli, kapaklı hizmetler var, bilen biliyor. Onları da sorunsuz bir şekilde taşıyabilirsek, yani işler yolunda giderse birkaç gün içerisinde fasulyeden.com domaini yeni servera yönlenecek. Bir-iki gün içerisinde dns güncellemeleri de tamamlanınca sorunsuz bir taşıma gerçekleştirmiş olacağız.

Deneme, deneme, deneme ulan!

Deneme bozucaksın, bik bik bik! dedik ve bozduk sahiden. Akşam site ile uğraşırken internet bağlantısında bir problem oldu. Sıkılıp uyuyunca da hata vermiş site. Sabahın köründe Altar arayıp, ağzıma sıçarak haber…

Google’dan kıyak: Fasulyeden Abonelik

Google'dan çocuklar vardı geçen evde, tanırsınız belki, Larry Page ile Sergey Brin... "Abi napabiliriz sizin site için?" dediler. "Olm google aramalarından abuk sabuk ziyaretçi göndermeyin yeter" dedim. "Haa bir de bu aralar Hadise, düm tek filan arayan olursa bize gelsin, hitimiz artsın." "Hay hay..." dediler, Larry açtı laptopunu, iki satır kod yazdı, "tamamdır abi" dedi. Ben de gitsinler de Lost izleyeyim diye "tamam işte, hadi yeter" dedim. Ama Sergey bir dal sigara daha otlandı benim paketten. "Abi, istersen sizin okurların e-posta adreslerini toplayalım, sonra siteye yazılan yazıları her gün e-posta adreslerine yollayalım. Hep sürekli takipçiniz olurlar, ilgi artar filan" dedi. Larry de "hay aklınla bin yaşa kanka" dedi, bu sefer FasulyedenKom'a iki satır kod yazdı. "Lan" dedim "sen bizim sitenin şifrelerini nerden biliyorsun?" Hiç oralı olmadı kerhaneci Larry. "Tüm interneti aldınız, doymadınız Allahsızlar" dedim, güldü gevrek gevrek.

FasulyedenKom’da Geçen Ay

Böyle bir alışkanlık kazansak ne güzel olur. Hiçbir işe yaramasa bile yılda 12 yazı fazla yazmış oluruz, ki asıl o ne işe yarayacak ondan emin değilim. Ayda 30 yazı parolası ile yola çıktığımız (evet kimsenin haberi olmasa da var böyle bir parolamız) Ocak ayında 19 yazı yayınladık. 15 tanesi, sitenin herşeyi, medar-ı iftiharı dea tarafından; 2 tanesi işsizler ordusunun en kıytırık üyesi werdure tarafından, bir tanesi tembel teneke dellez tarafından, 1 tanesi de Canarino abimiz tarafından karalanmış. Gerçi Canarino'nun yazısını ben başka bir blogdan, kendisinden habersiz çaldım ama, olsun yazı, yazıdır :) Affına sığındık, o da bize kucak açtı zaten.