Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

tribun

Tribünün öğrettikleri

"Ülke olarak çok zor günler geçiriyoruz" minvalinde "Fener tribünleri olarak çok zor günler geçiriyoruz" diye girmek istiyorum söze. Gfb ile başkan arasındaki savaş iyice ayyuka çıktı, kılıçlar çekildi, kartlar açık açık oynanmaya başlandı. Gfb bir yandan başkanın kirli çamaşırlarını ortaya dökerken, başkan da kendi bildiği hatta en iyi bildiği şekilde, yani adam kullanarak karşı taarruzunu artırdı. Yaşananlar ortada, burayı takip eden ortalama bir okuyucu nelerin döndüğünü biliyor. Benim niyetimse bu sürecin bize, yani kendini gruplu veya münferit tribüncü addedenlere neler kattığını irdelemek.

Slogans

Komünist Arnavutluk'un küçük bir köyünde yaşananları bir okul, öğretmenleri ve öğrencileri merkezli olarak anlatan, Enver Hoxha Arnavutluk'unun özeleştirisini yapan bir filmdir Slogans. Müdürü aynı zamanda parti başkanı olan bir okul, partinin gazabından çekinen öğretmenler ve damardan ideolojik eğitim şırıngalanan küçük çocuklardır anlatılan. Parti, okul müdürü aracılığıyla köyün dağlarına, tepelerine yazılacak sloganları öğretmenlere iletir. Öğretmenler de öğrencilerini alarak beyaz taşlarla bu sloganları işler dağa, taşa. Yani bildiğin "Önce Vatan" hadisesi.

Türk Telekom Ankara’dan kaçıyor

Siyasetin kritik ve sıcak gündemi bir yana Ankara’da şimdilerde sportif bir eylem hazırlığı var. Eylemin sebebi görüşme aşamasında olan Türk Telekom ve Galatasaray basketbol takımları evliliği. Ankaralı basketbolseverler yıllardır Ankara’da basketbol heyacanı yaşatan Türk Telekom’un Galatasaray ile birleşmesine karşı çıkıyorlar. Evliliğin gerçekleşmesi durumunda takım Türk Telekom Galatasaray ya da buna benzer abuk bir isimle ve pek tabii ki İstanbul’da hayatını devam ettirecek. İsim değiştirme konusunda muhafazakar olanları ayrı tutalım, salon sporlarında başarıyı hedefleyen Galatasaraylılar için hadisenin önemi büyüktür ama Ankaralılar için can yakıcı olan takımın İstanbul’a taşınması olacak elbette. Konumuz da bu zaten.

Endüstriyel futbola karşı durabilmek

Kayseri maçında lehimize verilen haksız penaltı üzerine kafamda şekillendi bu yazıyı yazmak. Tabi üşengeçliğim sağolsun, anca yazıyorum. Çıkış noktam maçtaki lehimize yapılan hakem hataları olsa da, daha önce aleyhimize olanları gösterip "bunu da onlara sayın" demeyeceğim. Burayı okuyan rakip takım taraftarları da kendilerine pay ya da polemik konusu çıkarmasın lütfen baştan anlaşalım.

Horto Magiko, Dale Cavese, Sos Cagon

Youtube'un hayatımıza bu kadar kısa sürede, bu kadar çok sirayet etmesi ile birlikte, bir çok fayda ve faydasızlığın arasında tribün ve tribün grupları için de garip bir mecra oluşturulmuş oldu. Türk tribünleri birkaç kısa süreli ve yetersiz istisna dışında hiçbir zaman basılı bir mecra oluşturamamışken, youtube ile birlikte dijital mecra hadisesine en birinci sıradan giriş yapmış oldu.

Terketmedi sevdan bizi…

Tribündergi kullanıcılarının çok yakınen tanıdığı Samsunsporlu kardeşimiz timofte'yi bir trafik kazasında kaybettiğimizi öğrenmiş bulunuyoruz. Kendisine rahmet, ailesine sabır dilerken şu hayata sağlam bir küfür savurma hakkımızı da saklı tutuyoruz.

Seyircisiz seyir zevki

Türk futbolu ve futbolseveri olarak gelişmenin şirazesi olarak hep Avrupa'yı görmüşüzdür haklı olarak. Avrupa'da söyle, Avrupa'da böyle cümleleri sadece futbolda değil tabi, tüm sosyal mavralarda önümüze çıkmakta. Ben de öyle başlayacağım cümleye, hatta yazının ana fikrini tek cümlede özetlemek en güzeli. Avrupa'da iç saha maçında 50 taraftarı tarafından desteklenen bir takım yok kardeşim, 2 kere 2 dört, 5 kere 10 50...

Tribünde sinyalcilik rehberi

Küçücük çocukken başlar bu heves; tribüne girmek, sahada top koşturanları bir şekilde görebilmek. Tabi anneden, babadan alınan paralarla cüzi harçlıklarla bu iş olmuyordu o yüzden "Abi benide sok be içeri" cümlesi o günlerde ağzımızdan eksiltmediğimiz türden bir cümleydi. Geneldede içeri girerek sonuçlanırdı bu karşılıklı paslaşmalar. İşte küçekken başlar ve insanın içine işler bu ‘sinyal' olayı. Bir kere tadını aldın mıydı artık vazgeçemezsin hep 'sinyal' girmeye çalışırsın içeriye ama tabi vur, kır, parçala zihniyetiyle değil de akıl, mantık çerçevesine oturtarak bir takım kurnazlıklar peşinde koşarak yaparsın. Bununda üç beş yolu vardır şimdi bu yolları ve taktikleri sıralıyayım:

Futbol online!

O Fener'de, bu Cimbom'da, şunun transferi bitti ama karısı naz yapıyor, aman aman fiyat yükseltiyorlar tadındaki transfer haberleri ile geçen bir ölü dönem; dudaklarda uçuk, suratlarda sivilce, tırnaklarda oral bir tecavüz şeklinde tezahür etti. Ve sonunda "Turkcell Süper Lig artık başlasın ulan" çığlıkları yerini "Ahmet Abi, başladı, başladı, kap biraları gel"lere bıraktı.