Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesini Dair Kanun onaylanınca ülke futbolunda dert, tasa kalmadı çok şükür. Futbolseverler birbirlerine hiç olmadıkları kadar saygılı. Futbolun kazanmak üzerine kurulu olmadığının, önemli olanın mücadele etmek…
Sokak kavgalarında genellikle şartlar karşılıklı olarak eşittir. Sopa, levye, taş ve benzeri cisimlerden yararlanma olanağı her iki taraf için de mevcuttur. Bu şartlar altında, elleri, ayakları, kafaları ve ellerdeki materyalleri…
Sene 2004 mü, 2005 mi bilmiyorum. Tek bildiğim alabildiğine basketbolla dolu dolu yıllar olduğu... Fenerbahçe'nin hem lig, hem de haftaiçi oynadığı Avrupa Kupası maçları için İpekçi'ye yollanıyoruz. Müdavim denir ya,…
Uçaktan indiğim an karşıma çıkan çöl sıcağı başlarda beni maçın havasına sokamasa da sonrasında gazeteci edasıyla siz Fasulyeden okurları için maçtan notlar almaya başladım. Maçın önemi malum sol vurgusu ve işçi kardeşliği olduğundan sahadaki futbolla alakalı bir şey demeye gerek yok; zira sahada futbol yoktu. Peki neler vardı bu atmosfer içinde gelin beraber kurcalayalım.
Çoğunluğu kombine bilet sahibi Fenerbahçe taraftarları olarak;
Fenerbahçe Yönetim Kurulu'nun kale arkası tribün biletlerine biçtiği 55 Liralık fiyatı protesto ediyoruz!
Localara ve/veya diğer pahalı tribünlerin kombine fiyatlarına yapılacak küçük bir düzenleme ile, aynı maddi fayda elde edilebilecekken, "yadsınamaz bir Türkiye gerçeği" olan dar gelirli kitlelerin, 55 Liralık biletle Fenerbahçe'den koparılmasını protesto ediyoruz!
Bundan yıllar öncesinde, Kadıköy'de oynanan bir Fenerbahçe maçına başlama düdüğünden çok sonra girmiştim. Tribüne girdiğimde her zaman bulunduğumuz köşeye yönelince, herkesin suratındaki gerginlikten bir şeylerin yolunda gitmediğini farketmiş, neler olduğunu anlamaya çalışmıştım. Tribünde açılan bir pankartın ardından, polis pankartı kimin açtığını öğrenmeye çalışıyor, kız-erkek demeden bizim bölgeden rastgele taraftarları alıyordu. Pankartı biz yapmıştık. Bez bizim, boya bizim, fikir bizimdi. Biz sokmuş, biz asmıştık...
2005 yılında çıkan iki sayının ardından üretim kabızlığına giren "Cefakar Maraton" fanzini üçüncü sayısı ile birlikte tekrar tribüne dönüyor. "Fenerbahçe tribünlerinden Fenerbahçe tribünlerine" alt başlığı ile yayınlanan fanzinin muhteviyatını yine "tribünden" kalemler oluşturuyor. "Bu sene ne olur köşesinde" usta kalemler kahinliğe soyunuyor. "Yeni sezonda söylenmemiş sözler kalmasın dilimizde" yazısı ile sezona giriş yazısı bulunuyor. "O forma kutsaldır" yazısı ve "Düzensizliğin haykırışı" yazıları ile eleştiriler de fanzinde yer alıyor. Eski tribün insanlarından yazılar, Rıdvan Dilmen ve Birmingham Zulus Firm'den Paul söyleşileri ile konuşulmayanlar konuşuluyor. Chelsea taraftarı Chairul Kate geldiği Kadıköy deplasmanından tribünü raporluyor. "Tribün anarşisi", "O maç oradaydım", "Futbol dilencisi" gibi bölümler ile her sayı sabit köşeler oluşturuluyor. Keyf-i Karton yazısı ile koreografi yolculuğu, Arvo Benitez Carboni ile de futbol aşkı betimleniyor.
Yalnız ve güzel şehrimize UEFA finali gelmiş, üstüne de sponsor bileti gelmiş. Daha ne ister bir genç futbolsever? Bira, evet bira. Sözümona, maç biletini gösterene stat etrafındaki Carlsberg standlarında beleş bira veriyorlarmış diye beni kim yediyse yazıklar olsun, ulan gururumla oynadın. Geçen seferki final öncesinde de Liverpoollularla Taksim’de içip sıçıp eğlendiğimizden bu sefer daha tecrübeli ve yılışığız. Bir gece önce Nevizade’de 50 kadar Bremen’liyle takılmıştık ama sönüktü, bunun acısı çıkmalıydı.