Tahmin yapmadan önce kuralları, özellikle son maddeyi dikkatlice okuduğunuzdan emin olun! Tahmin yapabilmek için siteye üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için buraya; “üyeydim ama nerden hatırlıycam, 1 sene oldu girmeyeli” diyorsanız, hatırlatma için şuraya tıklıyorsunuz. Maç başlama saatine kadar tahminlerinizi kaydetmeniz gerekiyor. Daha önce kaydettiğiniz tahminleri (yine maç başlamadan) değiştirebilirsiniz. Tüm tahminleri tek seferde girmek zorunda değilsiniz. Parça parça da...
“Futbol 22 kişinin 90 dakika boyunca oynadığı ve keyfinin FasulyedenKom semalarında sürüldüğü bir oyundur” demiş Lineker. “Almanların kazanıp kazanmaması ile ilgilenmiyorum.” diye eklemiş.
Tahmin yarışması’nın 3. gününde, ilk 2 güne bir göz atalım:
buraya bakarlar

Hayat her geçen gün daha da kötü bir hal alırken, ülke gündemi ayrı boktan, spor gündemi ayrı boktan iken yapabileceğimiz en kötü şeyi yaptık; sustuk Fasulyeden olarak. Önce 3-5 gün sürecek sandık, değilmiş; “birkaç haftaya toparlarız herhalde” dedik, toparlayamadık; “1-2 ay kafa dinlemek lazım demek” ki derken, kafa mafa da toparlamadan buraya kadar geldik. Ağustos ve Eylül’deki bir iki zorlama hamleyi saymazsak, tam tamına 1 yıldır susuyoruz. Ayıp ama bu yaptığımız! Kısa kesiyorum, zira artık...
11 Eylül 1973’te gerçekleşen darbenin ardından cunta, Allende taraftarlarını toplamaya başladı. 12 Eylül sabahı Teknik Üniversite’de öğretmenlik yapan aktivist sanatçı Victor Jara –elinde gitarıyla- tutuklandı. Victor Jara, Allende’yi başkan yapan Unidad Popular koalisyonuna destek veren bir Komünist Partiliydi. Unidad Popular için bir dizi konser vermiş, şarkılar yazmıştı. Askerlerce Şili Stadyumu’na (Estadio Chile) getirildi. Darbenin ardından, tıpkı ülkedeki diğer stadyumlar gibi bu stadyum...
Darbe diyince bizim aklımıza 12 Eylül gelir. Kenan Evren, cunta ve Amerika… CIA, kontrgerilla… 11 Eylül denince de –2001’den itibaren- Amerika; Bin ladin, El Kaide, ikiz kuleler… 2001’den önce ise 11 Eylül demek, Şili Darbesi demektir; Allende, Pinochet ve tabii ki yine Amerika, CIA, ITT, kontrgerilla… 11, 12, 13, Eylül, Ekim, Kasım farketmez; eğer dünyada organize cinayet varsa, eğer silahlar zalim adına konuşmuşsa çok büyük ihtimalle orda Amerika vardır. Tümevarım...
Şike soruşturmasında takındıkları tavır nedeniyle öncelikle gazetem Birgün’ün spor servisi ve diğer spor medyasında yer alan bilumum politik-futbol zevatıyla ilgili içimde olanca tepki birikmişken, gazetemi hırpalamamak(!) adına susmayı tercih etmiştim. Ancak, 17.08.2011 tarihli Birgün’ü okumak için elime aldığımda, artık bir şeyler yazmanın zamanı geldi diye düşünerek başladım bu satırları karalamaya. Türkiye Futbol Federasyonu’nun şike soruşturmasıyla ilgili aldığı kararı yorumlayan...
Kötü kader kuru tatak gibidir, yapıştı mı gitmez derler. Belki öyledir belki değildir bilemem, ama bazı mekanlar görüyorum ki ne açılsa iş yapmıyor sanki altında cünüp gitmiş yatır varmışcasına. Bence buraların bir listesi çıkarılıp girişimcilere dağıtılmalı. Michelin yıldızlı lokanta oluyor da Gulyabani lanetli dükkan neden olmuyor, bu kadar batıcılığa da pes. Peki hepimizin bir gün solucanlarla aynı evde kalacağı gerçeğinden yola çıkarsak bir insanın iyi kaderi nasıl çizilebilir? Varsayalım...
Seçim yazıları tadında kurguladığımız seriyi CHP ile devam ettirecektik, nefesimiz yetmedi. Bari seçim öncesi düşündüklerimizle seçim sonu ortaya çıkan tabloyu; bu tablonun getirilerini götürülerini koyalım ortaya. CHP özeti olsun bu. Öncelikle, CHP Deniz Baykal yönetiminde girdiği son iki genel seçimde, sırasıyla %19,39 ve %20,88 oy alarak ikinci parti olarak çıkmıştı. AKP karşısında yaptığı muhalefet hiçbir zaman etkili sayılmadı. Ne seçmenine, ne seçmeni olması gerekenlere umut vermedi...
Son Mudahaleler