Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

tarih

Kurtuluş Mücadelesinin Yerel Kongreleri

Geçen haftalarda başladığım alıntı sözlere (yazılara) bu hafta Bülent TANÖR ile devam ediyorum. Oldukça sık başvuracağımız bir aydın olan Tanör ortaya koyduğu eserlerle Anayasa Hukuku geçmişimize ve Devrim Tarihi incelemelerimize…

Ege Türk Olsun!

Bu aralar "Ortadoğuyu Anlamak" diye bir kitap okuyorum. Askerliğimi yaptığım birlikte, sanırım biraz da eğitim birliği olması sebebiyle, fena sayılmayacak bir kütüphane var, oradan düzenli olarak kitap alıp okuyorum ayıptır söylemesi. Askerliğimi yedek subay olarak yaptığımdan mütevellit azımsanamayacak kadar boş zamanım var, değerlendirmek lazım.Tabii, okumakla ilgili sıkıntılarım az biraz devam ediyor hâlâ, ama bir şekilde üstesinden gelmeye çalışıyorum. Kitabın konusu, isminden de tahmin edileceği üzere, Ortadoğu ve süregelen sorunları hakkında. Tavsiye edip etmemek konusunda henüz biraz kararsızım, çünkü daha başlarındayım kitabın. Ancak şu noktaya kadar güzel devam etti, bitirince unutmazsam kitap hakkındaki görüşlerimi de not düşerim. Yazarı İsrailli Ilan Pappé, ancak kitap hiç de (artık aşina olduğumuz) İsrail propaganda kitaplarından değil, hatta gözlemlediğim kadarıyla gizli propaganda bile değil. Zaten araştırdığım kadarıyla Ilan Pappé de hiç o taraklarda bezi olacak tiplerden değil.

İkra

İkra B'ismi Rabbike... Yani "Rabbin(in) adıyla oku!" Böyle başladı son semavi dinin tebliği. Okumanın önemi, inen ilk emir olmasıyla vurgulandı İslam'da. Sanırım benim yazılara giriş yapamama sorunum hâlâ devam ediyor. Gene çok alakasız bir yerden girdim konuya. Ve evet, Ramazan'da olmamızın da bir miktar etkisi olabilir bu durumda. Konumuz okumak. Ya da daha özelinde, benim son zamanlardaki sorunum olan "okuyamamak". Son zamanlarda bu durumdan çok rahatsızım. Kitap okuyamıyorum. Okurken zorlanıyorum. Uzun süre okumak yorucu oluyor. En ilgimi çeken konularda bile, bir kaç sayfanın ötesinde dikkatimi tekrar tekrar toparlamak, bazen aynı cümleyi arka arkaya bir kaç kez okumak zorunda kalıyorum. Çevremdeki insanlara bakıyorum, hepimiz okuyan insanlarız. Levo'yu saymazsak tabii, adam kendisi diyor Cin Ali'den beri kitap açmadım diye. Övünerek mi söylüyor bilemiyorum, belki de durum tespiti yapıyordur sadece. Aslında ben pek inanmıyorum bu lafına, neticede senelerdir kitap okumayan birisinin hem ağzının hem kaleminin bu kadar laf yapabilmesi imkansız benim gözümde.

vurulduk ey halkım, unutma bizi

dağ gibi karayağız birer delikanlıydık, babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi. arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini, yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük…

Laf lafı açarken; tarih, din ve mitler

De Molay'ın İntikamı! Jacques de Molay Tapınak Şovalyeleri’nin 23. büyük üstadı, yani grand masterıydı. 18 Mart 1314’te Fransa Kralı IV. Philip tarafından diri diri yakıldı. Tapınak Şovalyeleri’ne borcu olan ve…

Dönüşüm Yılları

Yazının başlığını bir kitaptan esinlenerek yazdım. Altan Öymen’in “Değişim Yılları” adlı kitabından. (Herkese tavsiye ederim bu kitabı ve sonrasında çıkardığı “Öfkeli Yıllar” ve hatta öncesinde çıkardığı “Bir önem Bir Çocuk”…

Ege’de Eşkıyalar -I-

Oğul uşak yetiştirdim on tane Aldı hepsin bırakmadı bir tane İkisini verdim Yemen çölüne Üç tanesi kılınç taktı beline Üçü düştü zaptiyenin eline İkisini aldı, bilmem neyledi Zaman bize bunu böyle eyledi Ağlamaz da bu gözlerim güler…

Ege’de Eşkıyalar

Çakıcı da dağdan iniyor Mor fesi giymem diyor Varmayın Çakıcı’nın yanına Sovan gibi doğruyor Ona da Çakıcı derler Yar fidan boylu Her yanı fişek dolu “Tarih tepedekilere yeterince hizmet etti, sınırlarını genişletiyor artık. Çoğunluğun, halkın, toplumun,…