tarih

Ege’de Eşkıyalar -I-

Ege’de Eşkıyalar -I-

Oğul uşak yetiştirdim on tane Aldı hepsin bırakmadı bir tane İkisini verdim Yemen çölüne Üç tanesi kılınç taktı beline Üçü düştü zaptiyenin eline İkisini aldı, bilmem neyledi Zaman bize bunu böyle eyledi Ağlamaz da bu gözlerim güler mi? Acep bize bir gün bir el erer mi? Osmanlı köylüsü, katmerli bir sömürü düzeni içindedir: Başta mültezim, zaptiye ve vergi memurunun köylüyü aşırı soyma çabası, sonra da…

Ege’de Eşkıyalar

Ege’de Eşkıyalar

Çakıcı da dağdan iniyor Mor fesi giymem diyor Varmayın Çakıcı’nın yanına Sovan gibi doğruyor Ona da Çakıcı derler Yar fidan boylu Her yanı fişek dolu “Tarih tepedekilere yeterince hizmet etti, sınırlarını genişletiyor artık. Çoğunluğun, halkın, toplumun, toplumların sesini duyurma yoluna” diyen Salih Özbaran, dünyada “eski tarih” olarak nitelenen ve ülkemizde hâlâ “egemen” olan siyasi, askeri ve diplomatik tarih anlayışını eleştiriyordu. Ülkemizde son yıllara gelinceye kadar…

Bu bir Emrivakidir!

Bu bir Emrivakidir!

Hakimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye müzakereyle, münakaşa ile verilemez. Hakimiyet, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları zorla Türk Milletinin hakimiyet ve saltanatına vaziülyed olmuşlardı. Bu tasallutlarını altı asırdan beri idame eylemişlerdir. Şimdi de, Türk milleti bu mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, hakimiyet ve saltanatını isyan ederek kendi eline bilfiil almış bulunuyor. Bu bir emrivakidir. Mevzubahis olan, millete saltanatını, hakimiyetini…

Osmanlı’nın Türkmen’le İmtihanı

Osmanlı’nın Türkmen’le İmtihanı

Osmanlı’nın emperyal bir devlet ve hatta bir imparatorluk olduğu su götürmez bir gerçek. Ancak bir imparatorluk olarak tarihi incelendiğinde, özellikle kuruluş yılları ve adımları oldukça belirsiz görünmektedir. Bu yüzden nasıl kurulduğu ve geliştiğinin sağlıklı araştırılması ve incelenmesi gerekmektedir. Malumunuz Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ile ilgili çok farklı görüşler öne sürülmekte. Kurucunun Osman Bey mi, Ertuğrul Gazi mi olduğu, Osman Bey’in adının gerçekte Ataman mı Osman mı…

Pis Kargalar!

Pis Kargalar!

Uzunca zamandır bir tarih blogu açmak için garip bir arzum vardı. Tarihin ne kadar subjektif bir bilim olduğunun, tek bir doğrusu olmadığının farkına varılmasını sağlamak, tarihi herkesin farklı bir açıdan anlatabileceğini, önemli olanın hangisine inanmak istediğimiz olduğunu anlatabilmekti amaç. Ancak kişisel olarak ne kadar zaman ayırabileceğimi, ne kadar ayakta tutabileceğimi bilmiyordum. Ozan, Canarino, Koskorcuk gibi arşivciliği, araştırmacılığı konusunda zerre şüphemin olmadığı çok sağlam yazarlara danışıp,…

Milliyet Gazete Arşivi

Milliyet Gazete Arşivi

Canarino başkan, Fasulyeden’de gördüm diyerek blogunda yer vermiş, ben de kendisinden görüp burada yer veriyorum. Bir nevi loop’a girmiş oluyoruz böylece. Geçtiğimiz hafta, kusma aparatı ve Maraton Almaty’yi takip eden bireyler olarak haberdar olduğunuz üzre, Milliyet Gazetesi 3 Mayıs 1950 ile 30 Haziran 2004 tarihleri arası gazete arşivlerini internete açtı. Türkiye için bir ilk olan bu uygulama sanırım ömrünü kütüphane köşelerinde geçiren yakın tarih araştırmacılarını…

Topkapı Sarayı’nın yalan kutsiyeti üzerine…

Topkapı Sarayı’nın yalan kutsiyeti üzerine…

Cumartesi gecesi Topkapı Sarayı’nın birinci avlusunda dünyaca ünlü piyanist İdil Biret ve kendisine eşlik eden The Whitehall Orkestrası’nın konseri varmış. Konser bir şarap markasının sponsorluğunda gerçekleştirilmiş ve bu marka konsere gelen yaklaşık 2000 konuğa şarap ikram etmiş. Vakit Gazetesi’nin “Mukaddes avluda şarap küstahlığı” temalı “Bir ülke böyle yıkılır” başlıklı haberi etki yapmış olucak ki 100’e yakın Alperen Ocakları üyesi genç Topkapı Sarayı’nı basmaya gelmiş. Tekbir…