Lise zamanlarımda kaburgalarımın tek tek sayıldığı bir fani iken, tartının üstüne çıktığımda 3 haneli rakamlara ramak kaldığını görünce kararımı verdim. Artık kilo vermenin zamanı geldi. Şişman ve kilolu esprilerine “kemiklerim iri oğlum” kontrası ile cevap vermekten sıkıldım. Zaten o espri de Tosun’dan çalıntı. İnsanın kendi ile barışık olması da bir yere kadar arkadaş. Hep bu Tosun'un yüzünden.
Böyle bir hevesle başlayıp sıkıldığım çok şey oldu. Dört defa İngilizce kursuna başlayıp –şu yazıyı yazarken 3 idi 4'e tamamladım-, dördünü de yarıda bırakıp, başlangıç seviyesini geçememiş biriyim. Aynı başarısızlığımı 2 kez fitness-body salonlarında, 1 kez de tekvando kursunda da tekrarladığımı söylemeliyim. Ama artık böyle olmayacak. Bu devran son bulacak, hedefim 10-15 kilo arası. Tabii gönül ister ki dilim dilim baklavaları dizelim ama onun için de ciddi bir mesai harcamak lazım. Şimdilik göbeğimizdeki baklava tepsisini kaldıralım kâfi. Bu baklava muhabbeti de Tosun’dan çalıntı. Özledim şişkoyu. Bak şimdi aklıma geldi başkalarına şişko demeyi de özlemişim.


Kişisel aptallık tarihimize damga vuran olayları insanlara anlatmazsak başkalarını uyarmamış ve onların aptallık tarihlerine dolaylı yoldan müdahele etmiş oluruz. Zaten insanlık özeleştiri mekanizmasını az düzgün kullansa hem bu kadar fatura…
Monoton kelimesinin dilimizdeki karşılığı ne ola acaba? Tekdüze deyince ihtiyacamızı karşılayacak herhalde.
Bu aralar düşünecek çok vaktim olduğundan, oturup hayatımı düşünüyorum. Bugünü, dünü, yarını. Neticede bir çeşit kölelik düzeninin içinde dönüp…
Ey ahali bu para düzeni, bu AVM sistemi dağ gibi delikanlıyı nasıl muma çevirir, nasıl yolar onu anlatacağım sizlere.
Bilen bilir resmi kıyafetlere meraklı değilim ama iş yerinde takım elbise giymem…
"Karanlıktan korkan bir çocuk masumluğuyla mutluluktan korkarsın. Sen busun..."
İltifat mıydı bu, yoksa aşağılıyor muydu beni? O anda aklından ne geçiyordu? Sormadım. Soramazdım çünkü.
Bambaşka şeyler vardı aklımda konuşacak. Neredeyse bir yıl…
“Sana da yazmayalı epey oldu be günlük!” diyordu ortaokullu bir genç uzak bir coğrafyada... Ben mi? Yok canım, şimdi elle, kodla yarattığımız bir internet sitesine 3-5 gün yazmadık diye pişmanlık…
Yazının ana fikrini en baştan vereyim de, içinde kalmasın: Her sene sonunda ilkokul seviyesinden tutun da, 35 ülkede 80 yıldır faaliyet gösteren çok uluslu bir şirketin plazasına kadar, toplumun…