Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

toplum

Anadolu Medeniyetleri’nin son hali

Dün haberlerde görmüş olmalısınız, Kayseri'de Anadolu Medeniyetleri'ni anlatma gayesinde olan Anatolia belgeselinin çekimleri yapılıyor. Bizans döneminde yapılan Kayseri Kalesi ile ilgili bölüm çekilirken kalenin surlarına beyaz üzerine kırmızı haçlı Bizans bayrağı asılıyor. Ve daha sonra sayıları 100'e yaklaşacak olan Kayserililer olay yerine toplanmaya başlıyor. Buraya kadar okuduysanız ve haberleri izlemediyseniz sanırsınız ki, bu toplanan insanlar tipik bir Türk aktivitesi olan kamera önünde toplaşmakla iştigal edecekler. Yok, öyle olmuyor...

Açlık ve mantık sınırı

Türkiye İstatistik Kurumu (ki kendisine TÜİK denmesinden hoşlanır) 4 kişilik bir ailenin açlık sınırını 255 YTL olarak belirlemiş. Kişi başı 63 YTL 75 kuruş. Eğer içerisinde bulunduğunuz ay 30 çekiyorsa şansslısınız. Çünkü elinizdeki para o zaman günde 8.5 YTL'ye, yani kişi başı 2 YTL 12,5 kuruşa tekabül ediyor. 12,5 kuruş nedir idrak etmesi zor oluyor ama eski para birimimizle 125 bin TL ediyor o da. Malum Merkez Bankası 200 YTL'lik yeni banknot hazırlığında. Böylece açlık sınırına 3 adet kağıt parayla ulaşmak mümkün oluyor. Eline 200 YTL + 50 YTL + 5 YTL para verildiği takdirde karnın tok, sırtın pek. Bozuk para derdi yok, cüzdan derdi yok.

Evlat acısına mucize diyebilmek

Konya’nın Taşkent İlçesi’ne bağlı Balcılar Beldesi’nde, izinsiz Kuran kursu olarak kullanılan ve önceki gün sabaha karşı gaz kaçağının neden olduğu patlamayla yıkılan Boğaziçi Özel Öğrenci Yurdu’nun enkazı altında can veren 17 küçük öğrenci ile kurs öğretmeninin yakınlarıyla, yaralanan 29 kişi arasından tek şikayetçi çıkmadı.

KEY ödemeleri

Ücretli çalışan bir ailenin çocuğu olmadığım için Konut Edindirme Yardımı konusuna aşina değildim. Çok sonraları duydum adını. Meğer liberal ekonomimizin mimarlarından Turgut Özal icadıymış. Allah zeval vermesin, yüce devletimiz 1987 yılında başlayan, 1995 yılında sona eren uygulama ile, ücretli çalışanların, memurların, işçilerin aylık maaşlarından belirli oranlarda kesinti yapmış, bu kesintilere de konut edindirme yardımı adını vermiş. Adından da anlaşılacağı gibi "Siz şimdi bu parayı çarçur edersiniz, neme lazım, biz alalım şimdilik bunu, sonra ev sahibi yapcaz sizi" manasına gelen çok çakal ve çok anlamsız bir kesintiymiş. Şimdilerde ise AKP hükümetinin "KEY ödemelerini yapacağız" şeklinde çok iddialı bir vaadinin ardından ülkede neredeyse kaos yaşanmakta.

Ümüğünüzü sıkmaya geldik

Globalleşme, kapitalleşme, elleşme, finansal sevişme derken zaten aşina olduk ecnebi bir şirketin gelip Türkiye’de iş yapmasına. Türlü türlü kamu kurumlarının bir hiç pahasına satılması, garip bir şekilde toplumun her kesiminin “helal be” rolü biçtiği evrensel zenginlerimizin balya balya paraya sattığı şirketleri, markaları filan var can sıkacak. Ama bunlar Türkiye’de yaşamanın bedellerinden. Sıktığın can folloş olmuşsa eğer, normalmiş zannetmeye değer.

Bambaşka bir coğrafya…

İddiaya göre Recep Çakır memleketi Korkuteli İlçesi'nde gördüğü ancak hiç tanımadığı Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Büro Yönetimi ve Sekreterlik Bölümü mezunu G.C.'ye aşık oldu. İki yıllık yüksek öğrenimi tamamlayan ancak çalışmayan G.C. annesi S.C. ile geçen 2 Haziran günü yeni yaptırdıkları evin mutfağına fayans beğenmek için çarşıya çıktı. Milli güreşçi Recep Çakır, yeğeni Emin Toksöz ve arkadaşı Mehmet Hanedan ile G.C.'yi takip edip, annesinin yanından 07 GB 938 plakalı araca bindirerek kaçırdı. Saklıkent dağ yoluna giren aracın lastiği patladı. Recep Çakır kızı araçtan indirip yeğeni Emin Toksöz ile birlikte ormana sürükledi. Toksöz direnen G.C.'nin kollarından tutarken, milli güreşçi Recep Çakır tecavüze kalkıştı. Ereksiyon olamayan güreşçi, iddiaya göre regl dönemindeki G.C.'nin bekaretini işaret ve orta parmağıyla bozdu. G.C.'yi yolda bırakıp Korkuteli'ne dönen milli güreşçi, genç kızın şikayetçi olması üzerine kısa süre sonra jandarma tarafından yakalandı.

Harembüs Çılgınlığı

Yaklaşık bir kaç ay önce çıkan "Harembüs" tartışmasını az çok hatırlıyorsunuzdur. Hani İETT'nin İmam Hatipli kız öğrenciler için özel olarak tahsis ettiği (ve fakat onu da laf kalabalığıyla kılıfına uydurduğu -tabii yersek-) otobüs seferleri konusu. Kısa sürede ülkemize özgü yaratıcılıkla Harembüs adı takılan bu organizasyon, bilmeyenler için biraz daha açmak gerekirse, İmam Hatip Liseleri'nde okuyan kızlarımız, normal İETT seferlerinde karşı cinsten erkeklerle olur da karşılaşabilir diye ayarlanmış, muhtemelen de işin altında İETT'de yüksek kademelerde tanıdığı bulunan bir velinin işgüzarlığına, o kademedeki tanıdığın da aynı işgüzarlıkla kafa sallayarak olumlu cevap vermesi sonucu ortaya çıkmış ucubik oluşum.

Falancanın oğluna, filancanın kızına…

Çoğumuzun hayatına ara sıra davetsizce girip çıkmıştır falancagiller. Anne babalar, akrabalar, aile dostları, komşular, öğretmenler pek severler bize falancanın oğlu ve kızıyla ilgili örnekler verip, örneklerin altından çaktırmadan karşılaştırma yapmayı... İlginçtir bu kodumun falancanın oğluyla filancanın kızı da tam ailelerin istediği ideal yaşam tarzını benimserler. Sınavlardan hep yüksek alırlar, olur da kırk yılda bir başarısız olurlarsa kesin fazla heyecanlanmışlardır. Ne bileyim okulu zamanında bitirip planlarını yıllar önceden yaptıkları işlere hemencecik giriverirler, hatta işler onlara teklif edilir o derece harikadırlar. Zaten hayat planları her zaman bellidir bunların ve tıkır tıkır işler.

Biraz ruj, biraz rimel

Bu konu ile ilgili birşeyler karalamak istemiştim ilk duyduğumdan beri lakin bir süre Türk medyasının konuyu ele alış biçimini tartmak adına beklemek durumunda kaldım. Haber herkesin malumu, Bilkent öğrencisi genç bir kızımız profesör annesinin boğazını kesmiş. Türkiye'de ne ilk defa yaşanıyor, ne de son kez yaşanacak. Burası garip bir şekilde kan üzerinde rakseden bir coğrafya.